YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4548
KARAR NO : 2014/17746
KARAR TARİHİ : 04.06.2014
MAHKEMESİ : Bucak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 04/06/2013
NUMARASI : 2011/156-2013/282
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile imzalanan tüketici kredisinden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine davalıya gönderilen ihtarnamenin tebliğ edildiğini, alacağın muaccel hale geldiğini, bu sebeple başlatılan icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiş, 26.7.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını alacak davasına dönüştürmüştür,
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 8.866,17 TL asıl alacak, 3.747,63 TL işlenmiş faiz, 187,38 TL BSMV olmak üzere toplam 12.801,18 TL nin ıslah tarihinden itibaren (26/07/2011) asıl alacağa %17,16 faiz işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeni ile başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davası olup davacı 26.7.2012 tarihli dilekçe ile davasını alacak davasına dönüştürmüştür. Mahkemece, bilirkişi incelemesi yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı kanunun 10. maddesinde “… Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir. ”hükmü yer almaktadır. 4077 sayılı kanunun 10.maddesi hükmüne göre birbirini izleyen en az iki taksidin belirlenen 7 günlük
süre içinde ödenmesi, aksi halde bakiye tüm taksitlerin muaccel olacağı uyarısını taşıyan ihtarname gönderilmesi gerekir. Davacı tüm borcun ödenmesi için davalıya ihtarname göndermiş olduğundan davacı bankanın 27.11.2008 tarihli ihtarı 4077 sayılı kanunun 10.maddesi şartlarına uygun bir muacceliyet ihtarı olarak kabul edilemez ve dolayısıyla tüm kredi borcu için takip yapılamaz. Ancak davacı banka, davalının hesap katinde ve takip tarihinde halen ödemediği ya da eksik ve geç ödediği taksitler nedeniyle gecikme faizi ve diğer ferileriyle birlikte takip yapma hakkına sahiptir. Öyle olunca mahkemece takip tarihine kadar ödemesi gereken miktar ile geç ödeme nedeniyle gecikme faizi ve ferilerinin miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenecek miktar üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 219,00 TL harcın istek halinde iadesine, 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.