Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/45239 E. 2015/29270 K. 08.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/45239
KARAR NO : 2015/29270
KARAR TARİHİ : 08.10.2015

MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/06/2014
NUMARASI : 2013/596-2014/377

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, inşaat işleri ile uğraşmakta olup Nisan 2014’de bitecek olan bir inşaata başladığını, 2013 yılı Şubat ayında bu inşaattan 4 adet dairenin satışına ilişkin olarak dayalı ile “gayrimenkul satış sözleşmesi” başlıklı sözleşmeyi imzaladıklarını, sözleşme doğrultusunda adı geçen dairelerin davalının 4 çocuğuna satıldığını ve davalının sözleşmeyi vekaleten imzalayarak ödemeyi kendisinin yapacağını taahhüt ettiğini, davalının 432.125,00 TL borcuna karışılık olmak üzere bir kısım kambiyo evrakı verdiğini ve bunlardan bir kısmının zamanında ödenmediğini ileri sürerek, 432.125,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dava konusu uyuşmazlığın taşınmaz satım sözleşmesi ve bu sözleşmede yer alan kambiyo evrakına dayalı alacak davası olması nedeniyle 6102 sayılı TTK 4 ve 5 maddeleri gereği Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dava konusu borç ilişkisi taşınmaz satım sözleşmesinden doğmuş olup, davacı tacir olmadığından ticari davadan söz edilemez. Somut uyuşmazlıkta; davacı satıcı, tüketici durumundaki davalıya mesken satmıştır ve taraflar arasındaki ilişki dava tarihinde yürülükte bulunan 4077 sayılı yasa kapsamında kalmaktadır. Zira 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesinde satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerden dolayı temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 08.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.