Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/44517 E. 2015/28081 K. 30.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/44517
KARAR NO : 2015/28081
KARAR TARİHİ : 30.09.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı,… Şirketinin kurucu ortağı ve genel müdürü olduğunu, işlerini takip etmesi için davalıyı 27.08.2008 tarihli düzenleme şeklinde vekaletname ile yetkilendirdiğini, davalının talimatları dışında işlemler yaptığını, hesaplarından para çektiğini, bunun üzerine davalıyı azlettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya tebligat çıkartılmamıştır.
Mahkemece, tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının…nöbetçi tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, sağlayıcı; kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Davacı, işlerini takip etmesi için vekaletname verdiği davalının, vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle talimatı dışında işlemler yaptığını, hesaplarından talimatı dışında paralar çektiğini ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsili talebiyle eldeki davayı açmıştır. Davacı, 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketici vasfını taşımamaktadır. Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların da 6502 sayılı yasa kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekir. Aynı zamanda taraflar arasındaki işlemin de anılan yasada tanımı yapılan tüketici işlemi vasfını taşıması zorunludur. Somut uyuşmazlıkta davacı, yasada tanımı yapılan tüketici kapsamında olmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu işlem de tüketici işlemi niteliğinde değildir. Bu itibarla taraflar arasındaki ilişki 6502 sayılı yasa kapsamı dışında kaldığından davaya bakma görevi genel mahkemelere aittir. Öyle olunca mahkemece işin esasına girilerek taraf delilleri sorulup toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, 30/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.