Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/44257 E. 2014/39011 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/44257
KARAR NO : 2014/39011
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 6. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2014
NUMARASI : 2013/1472-2014/1038

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı; davalı banka ile Konut Kredisi sözleşmeleri imzalandığını,dosya ve sigorta masrafı adı altında toplam 2.600,00 TL kesinti yapıldığını, yapılan kesintilerin yasal olmadığını ileri sürerek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 2.600,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı, davalıdan konut kredisi kullandığını, yapılan kesintilerin tahsilini istemiş, davalı ise davanın reddini dilemiştir. Dairemizin yerleşik içtihatlarında da vurgulandığı üzere, bankaların kredi borçlusuna hayat sigortası deprem sigortası yaptırmasındaki asıl amacının, kredi borcunu teminat altına almak olduğu ve hayat sigortası nedeni ile kredi borçlusunun belli bir prim ödeme borcu altına girdiği anlaşılmakla birlikte, hayat ve deprem sigortası kapsamına alınmasında kredi borçlusu tüketicilerin de bir menfaatinin olduğu açıktır. Hal böyle olunca, sözleşme kapsamında tahsil edilen sigorta primlerine ilişkin kayıtların haksız şart niteliğinde olduğunun kabulüne ise olanak bulunmamaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda aldırılan bilirkişi raporuna itibar edilerek davacıya ödenmesi gereken miktar belirlenirken, kabul edilen alacağa sigorta masrafının da eklendiği belirlenen miktar üzerinden de hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Bu şekilde oluşan hatayı gidermek için bilirkişi raporundaki hesaplamaların yeniden değerlendirilerek sigortaya ilişkin giderler çıkarıldıktan sonra oluşan sonuca göre yeni bir karar verilmek üzere usul ve yasaya aykırı kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 8.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.