Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/43823 E. 2014/41755 K. 25.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/43823
KARAR NO : 2014/41755
KARAR TARİHİ : 25.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 7. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2014
NUMARASI : 2013/2042-2014/756

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, avukatlar ve hukukçular tatil köyü girişimi olarak başlatılan devremülke ilişkin olarak davalı ile devremülk satış sözleşmesi imzaladıklarını, 17.500.000 TL karışlığında davalı şirketin tapu verme taahhüdü altına girdiğini, ancak bugüne kadar tapuları veremediğini, son olarak sahibi oldukları bölümün kapatılacağının adi yazılı mektup ile kendilerine bildirildiğini ileri sürerek devremülklerin rayiç bedel ve marka değeri tutarı olmak üzere her bir davacıya 10.000 TL ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasaların da tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut uyuşmazlık taraflar arasında imzalanan devre mülk sözleşmesinden kaynaklanmakta olup 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Kanunun 3/c maddesi uyarınca konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da Kanun kapsamında olduğundan bu sözleşme ilişkisinin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
4077 sayılı Yasanın 23. maddesinde bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. O halde mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.