Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/43580 E. 2014/38399 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/43580
KARAR NO : 2014/38399
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

MAHKEMESİ : Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 26/06/2014
NUMARASI : 2014/364-2014/556

Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, K.G. 1. Bölge Toplu Konut Uygulaması kapsamında inşa edilen bir bağımsız bölümü satın aldığını, blokların ortak kullanım alanlarında ayıp ve eksikler bulunduğunu, site yönetimi tarafından Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/15 D.İş dosyası ile 04.03.2010 tarihinde tespit yaptırıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere eksik ve ayıplı işler nedeniyle uğranılan 5.285,00-TL maddi zararın tespit tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı TOKİ, davacının husumet ehliyetinin bulunmadığını, ayıp ihbar mükellefiyetinin yerine getirilmediğini, tüketici adına site yönetimi tarafından ayıp ihbarında bulunulamayacağını, taşınmazların projesine uygun, sorunsuz bir şekilde teslim edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne,1.823,37-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dava, satış esnasında sunulan katalog, proje ve tanıtımlarda belirtilen ancak ortak alanlarda bunlara uygun olarak yapılmayan işler nedeni ile davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi istemine ilişkindir.
Davalı, ortak alanlarda ayıp bulunmadığını ve ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını savunmuştur. Mahkemece, emsal olarak sunulan bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4077 sayılı TKHK’nun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, Borçlar Kanunu’nun bu konudaki 198. maddesi (6098 Sayılı B.K.’nun 223. maddesi) uygulanacaktır. Anılan maddeye göre, alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal (uygun süre içinde) ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Borçlar Kanunu’nun 198. maddesinde(6098 Sayılı B.K.’nun 223. maddesi) öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının, Toplu Konut Uygulaması Projesi kapsamında 07.12.2011 tarihinde bir daire satın aldığı anlaşılmaktadır. Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/238 Esas sayılı dosyasında aldırılan ve hükme esas alınan emsal bilirkişi raporu ile blokların intercom, asansör ve elektrik tesisatlarında kullanıldıkça ortaya çıkan gizli ayıplar bulunduğu, özürlü merdivenlerinin ise yapılmadığı tespit edilmiştir. Mahkemece, davalı tarafın iş bu ayıplardan Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/15 D.İş dosyası ile haberdar olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Borçlar Kanunu’nun 198. maddesi(6098 Sayılı B.K.’nun 223. maddesi) hükmü ile gizli ayıplar yönünden kendisine yüklenen “derhal ihbar” mükellefiyetini yerine getirip getirmediğini ispat yükü davacıdadır. Site yönetimi, tüketici adına ayıp ihbarında bulunma hak ve yetkisine sahip değildir.Hal böyle olunca mahkemece gizli ayıplar yönünden ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda ayıpların niteliği ve ortaya çıktıkları zaman dilimi de dikkate alınarak tarafların delillerinin değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Özürlü merdivenlerinin yapılmamış olmasının davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. Davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı da anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca bu kalem yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:1-Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, 2-Üçüncü bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 4.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.