Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/4214 E. 2014/7676 K. 18.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4214
KARAR NO : 2014/7676
KARAR TARİHİ : 18.03.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2011
NUMARASI : 2008/65-2011/451

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı Banka, davalıya 23.7.1993 tarihinde 65.000 Dolar dövize endeksli konut kredisi tahsis edildiğini, kredinin 120 ay vadeli olup, aylık faiz oranının %1.35, eşit taksit tutarının da 1.097 Dolar olarak belirlendiğini, davalının kredi ödemelerini yerine getirmekte güçlük çektiğinden bahisle Bankaya başvurularının olduğunu, her defasında yeni bir geri ödeme planı yapıldığını, ana paranın bu şekilde sürekli arttığını, son olarak Banka Yönetim Kurulunun 23.08.2004 tarihli kararı ile, yapılan ödemelerin mahsubundan sonra 08.05.2004 tarihi itibari ile borç bakiyesinin 20.929 Dolar ana para ve 50.977 Dolar faizi ile birlikte toplam 71.906 Dolar olarak tespit edildiğini, davalıya 03.05.2004 tarihinde yeniden ihtarname gönderilerek, 71.906 Doların veya fiili ödeme günündeki TL karşılığının ödenmesi suretiyle kredi borcunun tümüyle kapatılması hususunun tasfiye kurulunca değerlendirilmek üzere başvurusunun istenildiğini, ancak teklifin kabul edilmediğini, davalının, Bankadan kullandığı dövize endeksli krediden dolayı 27.1.2004 tarihi itibariyle 2.477.428.056.477 TL borçlu olmakla birlikte, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 08.05.2004 tarihi itibari ile hesaplanan 71.906 Doların, 20.929 Dolar asıl alacağa 08.05.2004 tarihinden itibaren işleyecek aylık %1,35 faizi ile birlikte, fiili ödeme günündeki TL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, hesap edilen borç miktarının fahiş olduğunu, İstanbul 7. ATM’nin 2004/218 sayılı dosyası üzerinden menfi tespit davası açtığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne, davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 71.906,00 Doların, 20.929,00 Dolarlık asıl alacak kısmına 08.05.2004 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %16,20 oranındaki faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dava, taraflar arasındaki 65.000 Dolar miktarındaki dövize endeksli 23.7.1993 tarihli konut kredisi sözleşmesi gereğince, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle ödenmeyen bakiye alacağın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece 10.11.2011 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmişse de, söz konusu raporla daha önce alınan 5.3.2006 tarihli bilirkişi raporu ve davacı tarafından açılan uyarlama davasında alınan bilirkişi raporu arasında çelişki ve farklılıklar bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece rapora karşı yapılan itirazlar değerlendirilmeden ve daha önce alınan raporla arasındaki çelişkiler giderilmeden eksik inceleme ile karar verilmiş olması isabetsizdir. O halde mahkemece, rapora karşı yapılan itirazlar da değerlendirilmek suretiyle, dava konusu alacak miktarının tespiti için konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan, nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ : 1. bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 1.548.00 TL harcın istek halinde davalıya iadesine, 18.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.