Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/41731 E. 2015/32049 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/41731
KARAR NO : 2015/32049
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı davalı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil … geldi, karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı avukat olduğunu, davalının tapu iptal ve tazminat davalarını vekil olarak üstlendiğini ve 10.10.2001 tarihli avukatlık ücret sözleşmesine göre taşınmazların değerinin % 25’i oranında vekalet ücretinin ödenmesinin kararlaştırıldığını, davaların lehine sonuçlandırıldığı halde talebe rağmen ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 10.000,00 TL nin, 14.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile de toplam 36.377,50 TL nin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalının avukatı olarak aralarındaki yazılı ücret sözleşmesi gereğince vekilliğini üstlendiğini, tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat ödenmesine ilişkin dava açtığını, davanın lehe sonuçlandığı halde sözleşmede yazılı vekalet ücreti ödenmediğinden, davalıdan tahsili için eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasında, 10.10.2001 tarihinde düzenlenen yazılı ücret sözleşmesinin 2.maddesinde; “Sözleşme konusu olan işten dolayı avukat tapu kaydının iptali davası sonucunda sözkonusu taşınmazların 820819-20822 sayılı parseller üzerindeki binaların değerinin % 25’i tutarında ücret veya bu parsellerden 20822 nolu olanın bodrum ve zemin katında bulunan işyerlerinin tapuları verilmek suretiyle ve tazminat, ecrimisil vb. bu taşınmazlarla ilgili olarak açılmış ve açılacak olan davalardan tahsil ettiği paraların % 25’i ödenecektir.” şeklinde düzenlenmiştir. Dayanak tapu iptal davasında ise taşınmazların davalı … adına tesciline karar verildiği ve kararın 10.8.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, tapu iptal davasına konu taşınmazların tapu iptal davasının kesinleştiği tarihteki rayiç değeri üzerinden Avukatlık Kanunu 164/4.maddesi hükmüne göre takdiren % 20 oran üzerinden 27.132,00 TL vekalet ücretinin tahsiline karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde; Avukatlık Kanunun 164.maddesine göre para dışında elde edilen mal ve hakların avukata ait olacağına ilişkin düzenlemeye itibar edilemeyeceği, taşınmaz üzerindeki yapının imara aykırı yapıldığından ekonomik değerinin bulunmadığı ayrıca sözleşmeye göre başarı şartına bağlı olduğu, tapu iptal davası sonucunda davalının 200/500 payının adına tesciline karar verildiği, pay tescili dışında lehe tazminat veya karar olmadığından, dava sonucunda tesciline karar verilen payın kararın kesinleşme tarihindeki rayiç değeri üzerinden 164/4.maddeye göre %10-20 aralığı gözetilerek % 20 orana isabet eden vekalet ücretinin tahsiline karar verildiği belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin yapıldığı tarih itibarıyla yürürlükte olan 4667 sayılı kanun ile değişik Avukatlık Kanununun 164/2.maddesinde özetle;Davada gösterilen başarıya göre değişmek ve % 25’i aşmamak üzere dava olunan veya hükmolunacak şeyin belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabileceği hükmünü içermektedir. BK.nun 19.maddesinin ilk fıkrasında özetle;akdin mevzunun, kanunun gösterdiği sınır dairesinde serbestçe tayin olunacağı belirtilmiş, ikinci fıkrasında ise bu serbestinin sınırları gösterilmiştir. BK.nun 20.maddesinde ise “…Bir akdin mevzuu gayrimümkün veya gayrimuhik yahut ahlaka, adaba mugayir olursa o akit batıldır.”hükmünü içermektedir. Taraflar arasındaki sözleşmede başarıya göre değişen ücret belirtilmediği ve dava konusunun bir kısmının avukata ait olacağına ilişkin hükümler içermesi nedeniyle BK nun 19.maddesine göre sözleşmenin ücrete ilişkin kısımları geçersizdir. Anayasa Mahkemesi, Avukatlık Kanununa 13.1.2004 tarihinde 5043 sayılı kanun ile eklenen geçici 21.maddeyi iptal ettiğinden, avukatlık ücretinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda sözleşmelerin kurulduğu tarihte yürürlükte olan Avukatlık Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Sözleşme tarihi olan 10.10.2001 tarihi itibarıyla 2.5.2001 tarihli 4667 sayılı kanun ile değişik Avukatlık Kanunu hükümlerine göre vekalet ücretinin takdiri gerekir. Buna göre, Avukatlık Kanunu 163.maddesinde ”Avukatlık sözleşmesi serbestçe düzenlenir. Avukatlık sözleşmesi ile vekalet ücretinin kararlaştırılmamış olduğu hallerde, değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır. Değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde ise asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın sonucuna ve avukatın emeğine göre değişmek üzere ücret anlaşmazlığı tarihindeki dava değerinin yüzde beşi ile yüzde onbeşi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. “ hükmünü içerir. Mahkemece, vekalet ücretine ilişkin kararlaştırmanın geçersiz yada belirsiz sayıldığı hallerde, sözleşme tarihindeki Avukatlık Kanunu hükümleri uygulanarak, harca esas dava değeri üzerinden % 5-15 oranları arasında takdir edilecek vekalet ücretinin tahsiline karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile, 13.1.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5043 sayılı kanun ile değişik Avukatlık Kanunu hükümleri esas alınarak vekalet ücretine dayanak kararın kesinleşme tarihindeki taşınmazın rayiç değeri üzerinden % 20 oran üzerinden vekalet ücreti takdiri usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2.50 TL kalan harcın davacıdan alınmasına, peşin alınan 463,50 TL. temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.