Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/41418 E. 2014/37969 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/41418
KARAR NO : 2014/37969
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : Ankara 4. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2014
NUMARASI : 2013/2875-2014/1106

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı bankadan konut kredisi kullandığını masraf adı altında kendisinden haksız olarak kesilen miktardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.200,00 TL nin davalı bankadan tahsilini istemiş davasını ıslah etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm; taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile “Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek Mahkemece, kısa kararda ‘ davanın kabulüne, 1.700,00 TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, hükmedilen miktarın 1.200,00 TL sine dava tarihinden, bakiye miktarına ıslah tarihi olan 8.4.2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına’ şeklinde hüküm kurulurken gerekçeli kararın hüküm kısmında ise ‘ davanın kabulüne, 2.821,00 TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, hükmedilen miktarın 1.200 TL sine dava tarihinden, bakiye miktarına ıslah tarihi olan 9.6.2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına ‘ şeklinde ifadeler yazılarak gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki oluşturulması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.