Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/4102 E. 2014/20832 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4102
KARAR NO : 2014/20832
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2011/283-2013/339

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı; davalıya borç para verdiğini, bu nedenle 29.04.2010 tarihli 34.000,00 TL tutarlı çek ile 30.04.2010 tarihli 30.500,00 TL tutarlı çekleri davalıdan aldığını, davalıya güvenerek süresi içinde çekleri bankaya ibraz etmediğini ancak davalının borcunu ödemediğini, borcun tahsili için yapılan icra takibine ise davalının haksız şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ; cevap dilekçesi ile takip konusu olan çeklerin bankaya yasal süre içerisinde ibraz edilmemeleri nedeniyle çek vasfını yitirdiklerini, taraflar arasında akti ilişki bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiş, yargılama esnasında ise davacının delil listesine karşılık sunduğu bila tarihli dilekçesi ile davacının tefecilik yaptığını, alınan borçlara karşılık davacıya verdiği çekleri kendisine keşide edilen başka çekler ile tahsil ettiğini, aslında karşılıksız kalan çeklerin tahsilinin istendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının tefecilik ile uğraştığı, davalının dinlenen tanık beyanlarına göre borcunu ödediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki dava ile, davalıya verdiği borç karşılığında aldığı çeklerin davalı tarafından ödenmediğini, yapılan icra takibine ise itiraz ettiğini ileri sürerek, icra takibine vaki itirazın iptalini istemiş, davalı ise, davacıdan borç aldığı ve karşılığında davaya konu çekleri verdiğini ne var ki davacıya keşide edilen başka çekler ile borcun ödendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece dinlenen tanık beyanları esas alınarak davanın borcunu ödediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmış ise de, davalının yazılı savunmasında akti ilişkiyi doğruladığı, ancak aldığı borcu davacıya ödediğini ileri sürmüş olması karşısında ödeme yükümlülüğünü ispat yükü davalı tarafa geçmiş olup, davalı ödeme yaptığı hususunu kanıtlamakla yükümlü hale gelmiştir.
Taraflar aralarındaki ilişkinin yazılı belgeye bağlandığı için, dava konusu olayda artık tanık dinlenmesi ve tanık beyanlarının hükme esas alınması olanaklı değildir. Bu bağlamda, ödeme defini davalının yazılı delille ispat etmesi gerektiğinin kabulü zorunludur. Davalının dosyaya sunduğu deliller ile bu hususu ispat edemediği görülmektedir. Ancak davalının mahkemeye sunduğu delil listesinde “tüm yasal deliler” demekle yemin deliline dayandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece davalıya yemin delili hatırlatılarak hâsıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 23.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.