Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/408 E. 2014/13983 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/408
KARAR NO : 2014/13983
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

MAHKEMESİ : Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 10/09/2013
NUMARASI : 2011/855-2013/390

Taraflar arasındaki ayıplı konut davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, Ayçiçeği Vadisi Konutlarından daire satın aldığını, dairenin 05.09.2008 tarihinde teslim edildiğini, taşınmazın ayıplı olduğunun tespit edildiğini, ayıpların sözlü olarak bildirmesine ve giderileceği yönünde beyanda bulunulmasına rağmen olumlu sonuç alamadığını ve ayıplar nedeniyle taşınmazda değer kaybı meydana geldiğini ileri sürerek ayıp nedeniyle oluşan değer azalmasının tespiti ile satış bedelinden indirilmesine ve taksit tutarlarına yansıtılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, 9.221.85 TL değer kaybının satış bedelinden indirilerek taksitlendirmeye yansıtılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalıdan satın aldığı dairenin ayıplı olduğunu, bu nedenle dairede değer düşüklüğü meydana geldiğini ileri sürerek değer düşüklüğü nedeniyle meydana gelen zararın satış bedelinden indirilmesi ve taksit ödemelerine yansıtılması istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Davalı, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (13.HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1997/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda; bu hususlar gözetilmeksizin bilirkişiler tarafından yapılan yanlış hesaplamaya itibar edilerek karar verilmiştir. Bilirkişilerin yaptığı hesaplamanın Dairemizin benimsediği nispi metoda uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında bilirkişiden ek rapor alınıp Dairemizce uygulanan nispi metoda göre hesaplanan değer azalmasının belirlenerek hasıl olacak sonuca göre uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.