YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/40765
KARAR NO : 2014/37786
KARAR TARİHİ : 27.11.2014
MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/09/2014
NUMARASI : 2014/398-2014/344
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, avukat olan davalının ofisinde 01/10/2005-01/02/2008 tarihleri arasında bağlı avukat olarak çalıştığını, davalı tarafından verilen vekaletname ile çok sayıda dava ve icra takibi yürüttüğünü, ancak davalı tarafından söz konusu işler dolayısıyla vekalet ücreti ödenmediğini ve davalı tarafından 19/07/2012 tarihli azilname ile azledildiğini ileri sürerek, davalının vekilliğini yürüttüğü tüm dosyaların tespiti ile belirlenecek vekalet ücretinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL’sinin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ön inceleme aşamasında henüz davalı cevap vermeden önce davada görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesi ile, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı Yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Ancak bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı Yasada düzenlenmiş olması tek
başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki davada, avukat olan davacı yanında çalıştığı davalı avukattan takip etmiş olduğu dava ve takipler dolayısıyla ödenmeyen vekalet ücretinin tahsilini istemiştir. Davacı, 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketici vasfını taşımamaktadır. Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların da 6502 sayılı yasa kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı avukatın mesleki ve ticari faaliyeti kapsamında hareket ettiği, bu nedenle tüketici Yasasında tanımı yapılan tüketici kapsamında olmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamı dışında kaldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık,Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamı dışında kaldığına göre davaya bakma hususunda Tüketici Mahkemeleri görevli değildir. Hâl böyle olunca Mahkemenin işin esasına girerek ve taraflar arasındaki ilişkide bağımlılık unsuru bulunup bulunmamasına göre Borçlar Kanunu kapsamında hizmet sözleşmesine ilişkin hükümlerin mi yoksa İş Kanunu kapsamında İş sözleşmesi hükümlerinin mi uygulanacağı değerlendirilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.