Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/40273 E. 2014/37073 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/40273
KARAR NO : 2014/37073
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

MAHKEMESİ : Kovancılar Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/07/2014
NUMARASI : 2014/183-2014/578

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı ile konut satışına ilişkin taşınmaz satış sözleşmesi yapıldığını, satış sözleşmesinin 9.3. maddesine göre sözleşme imzalandığı sırada davalı üzerine kayıtlı konut olmaması gerekirken bu şarta aykırı hareket ettiğinin tespit edilerek sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin feshine bağlı olarak taşınmazın geri iadesine ilişkin yapılan ihtara rağmen davalı tarafından taşınmazın teslim edilmediğini ileri sürerek; taşınmaza vaki el atmanın önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı savunmasında, davacı ile dava dışı sendika arasında yapılan protokole uygun olarak gerekli başvuruyu yaptığını, başvuru sonrasında davacı tarafından gönderilen sözleşmelerin kendilerine dağıtıldığını, sözleşmeyi okuduğunu, sözleşmenin 9.3 maddesine göre üzerinde kayıtlı taşınmaz olması nedeniyle sözleşmeyi davacının feshedebileceğini davacı kurum temsilcisi banka müdürüne sözlü olarak ilettiğini, banka müdürü tarafından kendisine protokole göre bu maddenin dikkate alınmayacağını ve sorun olmayacağının söylendiğini, kendisinin de bu şartlarla sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur.
Mahkemece sözleşmedeki ilgili hükmün haksız şart niteliğinde olduğu ve tüketici yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasında taşınmaz satışına ilişkin yapılan sözleşmeye aykırı hareket edildiği iddiasına dayalı olarak yapılan fesih işlemi nedeniyle satışa konu taşınmaza vaki elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında 25.01.2011 tarihinde yapılan Gayrimenkul Satış Sözleşmesi başlıklı sözleşmenin 9.3. maddesinde “ Sözleşmenin yürürlükte olduğu süre içerisinde, “Satın Alma Talep ve Yüklenim Belgesi” imzalama tarihi itibarıyla ALICI’nın kendisine, eşine ve/veya velayeti altındaki çocukları üzerine tapuda kayıtlı bağımsız bir konutun bulunduğunun, daha önce bu kişilerce T.. B..nca satılan bir konut satın alındığının ya da T.. B..nca verilen Toplu Konut Kredisi kullanılmış olunduğunun tespit edilmesi halinde, herhangi bir bildirime gerek olmaksızın işbu Sözleşme idare tarafından feshedilir.” şeklinde düzenleme yapılmış olup, davalının savunmasında kabul ettiği üzere bu sözleşmenin imzalanmasından önce sözleşme örneğinin davalıya verildiği, davalı tarafından sözleşmenin incelendiği ve inceleme sonrasında davalının sözleşme hükümlerini kabul ederek bu hususa ilişkin taraflarca düzenlenen 25.01.2011 tarihli “ toplu konut uygulaması müzakere tutanağı” imzalamak suretiyle taşınmaz satış sözleşmesi yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalının savunmasına konu dava dışı sendika ile davacı kurum arasında yapılan protokolün taraflar arasında uygulanacağına dair taraflar arasındaki sözleşmede bir düzenleme bulunmadığı gibi, sözkonusu protokolün tarafı olmayan davalının bu protokole dayalı olarak davacıdan bir hak talep edemeyeceğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca, davalının inceleyerek kabul ettiği sözleşme hükümlerine uymakla yükümlü olduğu, sözleşme tarihi itibariyle davalı üzerine tapuda kayıtlı taşınmaz bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı ve bu çerçevede davalının sözleşmenin 9.3. maddesine aykırı hareket ettiği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hatalı değerlendirmeye dayalı davanın reddine dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.