Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/39868 E. 2014/38974 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/39868
KARAR NO : 2014/38974
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

MAHKEMESİ : İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/04/2014
NUMARASI : 2013/810-2014/305

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı banka, davalının, banka tarafından tahsil edilen kredi kartı aidatının iadesi için Tüketici Hakem Heyetine başvurduğunu, Tüketici Hakem Heyetinin de talebin kabulüne karar verdiğini ileri sürerek, haksız ve hukuka aykırı Tüketici Hakem Heyeti kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, kısa kararda davanın kısmen kabulü ile, 30.12.2013 tarih ve 2013/2503 sayılı İnegöl Tüketici Hakem Heyeti kararında “Üyelik sözleşmesinin üyelik ücretine ilişkin hükümlerinin iptal edilmesine” dair bölümün bu kısım ile sınırlı kalmak koşuluyla karardan çıkartılarak iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine; gerekçeli kararda ise İnegöl Tüketici Hakem Heyetinin 30.10.2013 tarih ve 2013/2503 K sayılı kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, taraf vekillerinin talepleri doğrultusunda 04.06.2014 tarihli tavzih kararı ile; davanın kısmen kabulü ile, 30.12.2013 tarih ve 2013/2503 sayılı İnegöl Tüketici Hakem Heyeti kararında “Üyelik sözleşmesinin üyelik ücretine ilişkin hükümlerinin iptal edilmesine” dair bölümün bu kısım ile sınırlı kalmak koşuluyla karardan çıkartılarak iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı Yasanın 294.maddesi uyarınca mahkeme yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak 1 ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 298/2.maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Somut olayda tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm kısmı arasında bariz hata bulunmakta olup, kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Öte yandan bu hatanın tavzih kararı ile düzeltilmesi de mümkün değildir. Tavzih kararıyla, kararın hüküm fıkrasının değiştirilmesi olanaksızdır. Mahkemece, 10.4.1992 gün 1991/7 esas ve 1992/4 karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da benimsendiği gibi kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkiyi ortadan kaldıracak şekilde karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 no.lu bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 2 no.lu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 8.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.