Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/39792 E. 2015/32069 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/39792
KARAR NO : 2015/32069
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 10/06/2014
NUMARASI : 2012/556-2014/372

Taraflar arasındaki tüketicinin açtığı menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacılar ve davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili avukat A.. A.. ile davalı F.. AŞ vekili avukat D.. Y..’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, murisleri Y.. Ö..’nün 06.07.2010 tarihinde davalı bankadan konut destek kredisi kullandığını, 04.10.2012 tarihinde vefat ettiğini, davalı banka tarafından ilk yıl hayat sigortası yaptırılmasına rağmen bu sigortanın yenilenmediğini, sözleşmede hayat sigortasının yenilenmesi görevinin davalıya verildiğini, davalının asli yükümlülüğünü yerine getirmediğini, çekilen ihtardan sonuç alamadıklarını ileri sürerek bakiye kredi taksitleri nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, murisleri tarafından yapılan ödemelerin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı,davacılar murisinin öldüğü tarihte geçerli bir hayat sigortası poliçesinin bulunmadığını, gerek kanun gerekse sözleşmede hayat sigortası yaptırma ya da yenileme gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, tüketicinin hayat sigortası yaptırmakta özgür olduğunu, sözleşmenin 9.5 maddesinde de bu durumun düzenlendiğini, murisin vefat tarihi itibariyle hayat sigortasını yenilemediğini, sözleşme gereğince davacıların ödenmemiş kredi bedellerinin tamamından sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacıların murislerinin ölüm tarihine kadar yaptığı ödemelerin iadesine yönelik istemlerinin reddine, davacıların, murislerinin kullandığı konut kredisi ile borçlu olmadıklarına ilişkin açtıkları davanın kısmen kabulü ile davacıların 30.10.2012 tarihinden itibaren ödenecek taksit tutarlarının yarısını ödemelerine, 30.10.2012 tarihinden hüküm tarihe kadar fazla ödenen 7.333,16 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacılar, murislerinin davalı bankadan kullandığı konut kredisi nedeniyle hayat sigortası yaptırdığını, hayat sigortasının yenileme döneminde davalı bankanın yenileme yapmadığı gibi uyarıda da bulunmadığını ileri sürerek bakiye kredi taksitleri nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, murisleri tarafından yapılan ödemelerin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemi ile eldeki davayı açmışlardır. Davalı banka, aralarındaki sözleşme hükümlerine göre hayat sigortası yaptırma yükümlülüğünün davacıların murisine ait olduğunu, murisin yenileme yolunda bir talebinin bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacıların murislerinin ölüm tarihine kadar yaptığı ödemelerin iadesine yönelik istemlerinin reddine, davacıların 30.10.2012 tarihinden itibaren ödenecek taksit tutarlarının yarısını ödemelerine, 30.10.2012 tarihinden hüküm tarihe kadar fazla ödenen 7.333,16 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, kredi sözleşmesi nedeniyle hayat sigortası yapılmasındaki amaç, banka yönünden kredi borcunun teminat altına alınması olduğu kadar, belli bir prim borcu getirmekle birlikte, sigortalının da bunda menfaatinin olduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde, her iki tarafın da hak ve menfaatlerinin gözetilip korunması esas alınmalıdır. Hayat sigortası, kredi borcunun tamamını teminat altına alır. Hal böyle olunca tarafların kusur durumu dikkate alınarak murisin ölümünden önce ödenen taksitlerin ½ sinin de davacılara iadesine karar verilmesi gerekirken bankanın sorumluluğunun rizikonun başladığı tarih itibariyle doğduğu gerekçesi ile bu yöndeki talebin tamamen reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince kararın temyiz eden davacılar yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, aşağıda dökümü yazılı 2.958,17 TL kalan harcın davalıdan alınmasına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.