Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/39685 E. 2015/31818 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/39685
KARAR NO : 2015/31818
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

MAHKEMESİ : Bakırköy 17. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2014
NUMARASI : 2013/275-2014/45

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı Asil A.. B.. ve vekili avukat H.. Y.. geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacılar, 08.02.2008 tarihinde davacı Serkan’ ın davalı A.. B..’ tan aldığı 70.000.00.TL borç yönünden davacı F.. Şirketine ait antetli kağıdına “A.. B..’ a 70.000.00.TL borcumuz vardır. Ödeme yapıldığında bu evrak karşılıklı mutabakatımız doğrultusunda iptal edilecektir.” yazarak imzalayıp davalı’ ya verdiğini, bu borcun davacı şirket ile bir bağlantısının olmadığını, davacı şirket ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, davacı Serkan’ ın 31.03.2008 tarihinde davacı Şirketin Ziraat Bankası Y.. şubesinde bulunan hesabından 72.400.00.TL çektiğini ve aynı gün aynı şubede bulunan davalının hesabına 72.400.00.TL’ nın yatırıldığını, borcun faizleriyle birlikte ödendiğini, ancak davalının elindeki adi yazılı belgeyi iade etmemesinden yararlanarak yaklaşık 4 yıl sonra aleyhlerine haksız olarak Bakırköy 16. İcra Müdürlüğü’ nün 2012/10106 Esas sayılı icra dosyasında takipte bulunduğunu ileri sürerek 08.02.2008 tarihli adi belgeden ve icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, yargılama sırasında bedelin ödenmesi nedeniyle ödenen bedelin istirdadına karar verilemsini istemişlerdir.
Davalı, davacıların takibe konu adi senede dayalı borcu ödemediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile Bakırköy 16. İcra Müdürlüğü’ nün 2012/10106 Esas sayılı icra dosyasında davacı tarafın borçlu olmadığının tespitine ve icra dosyasına yatırılan 107.000.00.TL’ nın istirdadı ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, “A.. B..’ a 70.000.00.TL borcumuz vardır. Ödeme yapıldığında bu evrak karşılıklı mutabakatımız doğrultusunda iptal edilecektir.” yazılı ve imzalı 08.02.2008 tarihli adi yazılı borç belgesine dayalı borcun 31.03.2008 tarihinde davacı Şirketin Ziraat Bankası Y.. şubesinde bulunan hesabından 72.400.00.TL çekerek, aynı gün aynı şubede bulunan davalının hesabına 72.400.00.TL’ nın yatırıldığı ve borcun faizleriyle birlikte ödendiğinden bahisle sonradan bu belgeye dayalı olarak yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile, ödenen paranın istirdadını istemiş; davalı ise bu iddiaya karşı koyarak, takibe dayanak belgedeki borcun ödenmediğini belirtmiştir. Her ne kadar mahkemece, 08.02.2008 tarihli icra takibine konu adi belgede ikrar edilen borcun, 31.03.2008 tarihinde Ziraat Bankası Y.. Şubesinde bulunan A.. B.. hesabına yapılan 72.400.00. TL ödemeyle sona erdiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; Dosyada mevcut 08.02.2008 tarihli adi belgeye dayalı olarak 70.000.00. TL borç olduğu, Ziraat Bankası Yeşilyurt Şubesine ait banka dekontlarına göre de, 31.03.2008 tarihinde saat 17.43.04′ te davacı Şirkete ait hesaptan 72.400.00.TL çekildiği, aynı gün 17.46.35.’ te davalı A.. B..’ ın hesabına 72.400.00.TL’ nın yatırıldığı sabittir. Davacılar, şirket hesabından çekilen bu paranın takibe konu 08.02.2008 tarihli belgedeki borca, istinaden davalının hesabına kendileri tarafından yatırıldığını, davalı ise kendi hesabına yatırılan paranın takibe konu borca istinaden davacılar tarafından yatırıldığına ilişkin bir emarenin bulunmadığını savunmuştur. Gerçekten de Ziraat Bankası Y.. Şubesindeki davacı şirkete ait hesaptan 72.400.00.TL çekilmesinden 3 dakika sonra aynı şubedeki davalı hesabına 72.400.00.TL yatırılmış ise de, bu paranın davalı hesabına TMK.’ nun 6. maddesi ve HMK.’ nu hükümleri gereğince davacılar tarafından yatırıldığı banka dekontunda yazmadığı ve davalı tarafından da kabul edilmediği için varsayımdan uzak, somut ve kesin delillerle kanıtlanamamıştır. O halde mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, varsayıma dayalı yanlış gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 1.827,30 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.