Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/39390 E. 2014/33384 K. 30.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/39390
KARAR NO : 2014/33384
KARAR TARİHİ : 30.10.2014

MAHKEMESİ : Ordu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 16/06/2014
NUMARASI : 2014/164-2014/203

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalı bankadan konut kredisi kullandığını, davalı bankanın kendisinden dosya masrafı, ipotek ücreti ve diğer adlar altında bedel tahsil ettiğini ileri sürerek davalıya ödemiş olduğu 1.500,00 TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiş, 10/06/2014 tarihinde talebini ıslah ederek 3.069,09 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 3.069,09 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm,davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillere yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki 2 nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı eldeki dava ile, davalı banka ile imzaladığı kredi sözleşmesi nedeni ile kendisinden farklı isimler altında tahsil edilen bedellerin iadesini istemekte olup, dairemizin yerleşik içtihatlarında da vurgulandığı üzere, davalı bankanın tacir olup, yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkı bulunduğu anlaşılmakta ise de, somut uyuşmazlığın tüketici hukukundan kaynaklandığı da gözetildiğinde, bankanın ancak davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli dosya masraflarını tüketiciden isteyebileceğinin kabulü gerekir.
Mahkemece, kredi sözleşmesi kapsamında yapılan hayat sigortası primlerinin ve vergisel yükümlülük kapsamında tahsil edilen BSMV’nin de davacıya iadesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, bankaların kredi borçlusuna sigorta yaptırmasındaki asıl amacı, kredi borcunu teminat altına almaktır ve sigorta nedeni ile kredi borçlusu belli bir prim ödeme borcu altına girmektedir. Bununla birlikte, sigorta kapsamına alınmasında kredi borçlusu tüketicilerin de bir menfaatinin olduğu açıktır. Hal böyle olunca, sözleşme kapsamında tahsil edilen sigorta primlerine ilişkin kayıtların ve davalı banka tarafından yasal zorunluluk kapsamında tahsil edilen vergi bedelinin haksız şart niteliğinde olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır. Öyle olunca mahkemece sigorta bedeli ve BSMV olarak alınan ücretlere yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, BOZMA nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 52,50 TL harcın istek halinde iadesine, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.