YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/39362
KARAR NO : 2015/31466
KARAR TARİHİ : 27.10.2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ……. Üniv. Rektörlüğü vekili avukat … ile davacı …… vekili avukat …’ın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı idare ile aralarında imzalanan sözleşme süresince 5510 sayılı yasada yapılan değişikliğin davalı tarafından yanlış yorumlandığını ve şirketin istihkaklarından haksız kesintiler yapıldığını, 5510 sayılı yasanın 81 maddesine eklenen bende göre sigorta primlerini düzenli ödeyen ve sigortasız işçi çalıştırmayan işverenleri teşvik etmek amacıyla sigorta pirim oranının %5 lik kısmının hazinece karşılanacağının belirtildiğini, müvekkilinin 5510 sayılı yasanın yürürlüğünden itibaren bu kanun gereğince 5 puanlık indirimleri uygulamak suretiyle sigorta primlerini tahakkuk ettirdiğini ve ödediğini, ancak davalı idarenin söz konusu pirim indirimlerini hak edişlerinden haksız olarak kestiğini ileri sürerek 203.010,30 TL nin herbir kesintinin yapıldığı tarihten itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 214.337,64 TL.ne yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Harçlar Kanunu’ nun 13/j. maddesi gereği,davalının harçtan muaf tutulması gerekirken bakiye harcın davalıdan tahsiline ve davacı tarafından yatırılan yargılama giderleri içinde yer alan harçların da yargılama gideri olarak davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3-Davacı, hak edişlerinden haksız kesinti yapıldığını belirterek haksız yere kesinti yapılan 214.337,64 TL.nin herbir kesinti tarihinden itibaren avans faiziyle tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece davanın kabulü ile,214.337,64 TL.nin her bir kesinti tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Borçlar Kanunun 101/1 (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 117) maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur.Muaccel hale gelmiş bir borçtan dolayı alacaklının herhangi bir ihtarı yok ise anılan yasa maddesi uyarınca faize ancak dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir.Dava konusu olayda davacı,kendi hak edişlerinden kesilen dava konusu miktarların ödenmesi için dava tarihinden önce davalıya ihtar çekerek onu temerrüde düşürdüğünü iddia ve ispat etmemiştir.Bu itibarla hüküm altına alınan miktara dava tarihinden itibaren faiz uygulanması zorunludur.Mahkemece,davadan önce davalının temerrüde düşmediği gözetilerek hüküm altına alınan miktara dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının ikinci bendinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine “Davalı kurum harçtan muaf olduğundan harca hükmedilmesine yer olmadığına” cümlesinin yazılmasına, hüküm fıkrasının 3 bendinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine “Davacı tarafından yatırılan 3.600,40 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,” cümlesinin eklenmesine 3 numaralı bent uyarınca Mahkeme kararının hüküm bölümünün 1 numaralı bendinde yar alan (her bir kesinti) sözlerinin karardan çıkartılarak yerine (dava) sözcüğünün yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 27/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.