Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/38673 E. 2015/12925 K. 21.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/38673
KARAR NO : 2015/12925
KARAR TARİHİ : 21.04.2015

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı ile aralarındaki 27.2.2009 tarihli düğün organizasyonu sözleşmesini çerçevesinde sözleşme bedelinin yarısına tekabül eden 3981 euro karşılığı 8.934,30 TL ödediğini, ancak düğünden 25 gün önce nişanın bozulması nedeniyle organisazyonun iptal edildiğini, salonun başka bir kişiye kiralanması, iptalin öngörülemeyecek sebepten kaynaklanması nedeniyle sözleşmedeki 45 gün önce fesih bildirimine ilişkin şartın uygulanamayacağını ileri sürerek ödenen bedelin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, fesih bildiriminin sözleşmeye uygun yerine getirilmemesi nedeniyle talepte bulunulamayacağını, düğün salonunun iptalden sonra aynı tarih için başkasına kiralandığı iddiasının mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dava, düğün organizasyonu sözleşmesinin iptali nedeniyle peşin ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasıdaki 27.2.2009 tarihli sözleşme ile 19.6.2009 da yapılacak düğün organizasyonu ile ilgili olarak fesih bildiriminin 45 gün önceden yapılmaması halinde organizasyon sahibinin sözleşme ile garanti edilen kişi sayısı üzerinden ödeme yapma yükümlülüğünü düzenleyen 4.c maddesinin haksız şart olarak mahkemece kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki düğünün iptalinde davalı firmanın herhangi bir kusuru bulunmadığı gözetildiğinde, davalının organizasyonun yapılamaması nedeniyle uğradığı zararı davacıdan isteyebileceğinin kabulü gerekmektedir. Bu doğrultuda mahkemece davalıdan delilleri sorulup, gerekirse kar kaybına ilişkin bilirkişi incelemesi de yapılarak neticesine göre hüküm kurulması gerekirken davanın yazılı şekilde tümden kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir.
2- Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarını incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.4.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.