Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/38620 E. 2015/30460 K. 20.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/38620
KARAR NO : 2015/30460
KARAR TARİHİ : 20.10.2015

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalılardan…’in, kendisine ait aracı emaneten aldığını, bu araç ile kaza yaptığını, davalıların ise aracın hasar bedelini ödeyeceklerini 25.09.2011 tarihli yazılı belge ile kabul ettiklerini; ancak ödemediklerini, daha sonra, davalıların, hasar daha fazla olmasına rağmen zararın 10.500,00 TL’lik kısmını kabul ederek 16.11.2011 düzenleme 01.02.2012 ödeme tarihli 10.500,00 TL değerinde bono verdiklerini, buna rağmen aracın hasar bedelini ödemediklerini ileri sürerek, söz konusu bonodan doğan alacağın tahsili amacıyla başlattığı takibe vaki itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile …İcra Müdürlüğü’nün 2012/269 sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının temyiz itirazlarına gelince: İ.İ.K.nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kotü niyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tesbit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir.
Açıklanan yasal kurallar ışığında icra takibine konu olan alacak değerlendirildiğinde icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece yanlış değerlendirme sonucu bu istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyip hükmün düzeltilerek onanması HMK 370/2 maddesi hükmü gereğidir.
3-Mahkemece, davanın kabulü ile birlikte 538,05 TL karar harcının hazineye irad olarak kaydına karar verilmesi gerekirken, davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyip hükmün düzeltilerek onanması HMK 370/2 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının reddine, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile (2) numaralı bent uyarınca mahkeme kararının hüküm başlıklı bölümünün 2. Bendinin tümden hükümden çıkartılarak yerine “Davacı lehine hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, (3) numaralı bent uyarınca mahkeme kararının hüküm başlıklı bölümünün 3. Bendinde yer alan “…bakiye 538,05 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine” söz ve rakamlarının yerine “…bakiye 538,05 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irad kaydına” söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 25,20 TL. harcın istek halinde davacıya iadesine, peşin alınan 179,35 harcın istek halinde davalıya iadesine 20/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.