Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/3846 E. 2014/17544 K. 03.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3846
KARAR NO : 2014/17544
KARAR TARİHİ : 03.06.2014

MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 25/10/2013
NUMARASI : 2013/540-2013/478

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, 20.03.2010 ve 14.05.2010 tarihli gayrimenkul satış sözleşmelerine istinaden davalıdan devre mülk hisseleri satın aldığını ve bedelini ödediğini, ancak sözleşme ile vadedilen hususların yerine getirilmediğini, ödediği bedelin tahsili için yaptığı takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıya hisse devrinin yapıldığını, edimlerin yerine getirildiğini ve bu aşamada sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmenin iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bağımsız bölümün tapusunun davacıya devredildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacının devre mülk sözleşmesi gereğince ödediği bedelin tahsili için yaptığı takibe itirazın iptali isteği ile açtığı eldeki davada davalı sözleşmenin devre mülk satışına ilişkin değil paylı mülkiyet satışına ilişkin olduğunu ve pay devrinin gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında sözleşmenin geçersizliğine dayanılamayacağını savunmuştur. Davaya konu 20.03.2010 ve 14.05.2010 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi başlıklı sözleşmelerin incelmesinde davalı tarafından davacı lehine 10 günlük kullanım hakkı tanınan 1/36 hisseli iki adet gayrimenkulün toplam 15.600.00 TL bedelle satıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar 20.03.2010 tarihli sözleşmenin antet kısmında da 15. Blok 29 numaralı bağımsız bölümün ve 14.05.2010 tarihli sözleşme de 17.Blok 26. Numaralı bağımsız bölümün davacı adına satışının yapıldığı anlaşılmakta ise de tapu kayıtlarının incelenmesinde tapuya tescil işleminin B blok 3. kat 26 numaralı bağımsız bölüm için yapıldığı ve 7 günlük kullanıma tekabül eden 2/36 hisse olarak tescil edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda davalının dava konusu sözleşleşmelerde üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmediği ve davacı yanın sözleşmeyi fesih hakkının doğduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca; mahkemece, davacının talebinin haklı olduğu gözetilerek davanın kabulü ile davacı adına kayıtlı hisse tapusunun iptaline ve davalı adına tesciline karar verilmesi gerekirken davanın reddine dair yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Davalının temyiz itirazlarının ise bozma nedenine göre incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı lehine BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı yanın temyiz nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 24,30 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.