Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/38410 E. 2015/30451 K. 20.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/38410
KARAR NO : 2015/30451
KARAR TARİHİ : 20.10.2015

MAHKEMESİ :. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı vekili, davalının 14.02.2007 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda yaralanmasından dolayı zorunlu mali sorumluluk sigortasından hak edeceği tazminatı alabilmek için müvekkili şirkete başvurduğunu, yapılan anlaşmaya göre tüm masrafların, dava giderleri ile mağdurun davalarını takip etmek üzere şirketin tutmuş olduğu avukat ücretlerinin müvekkili şirket tarafından karşılanacağını, davalının ise alacağı tazminat miktarının %35’ini müvekkili şirkete vereceğini kararlaştırdıklarını, taraflar arasında 23.10.2012 tarihli vekaletname düzenlendiğini ve verilecek hizmet bedeli karşılığı olarak alınacak tazminatın %35’nin kendisine ödeneceğinin kararlaştırıldığını müvekkili şirket ve avukatlarının verilen vekaletname gereği… Asliye Hukuk Mahkemesi’nde davalı lehine maddi tazminat davasını açtıklarını, davalının..’dan Adli Tıp Kurumu’na şirket tarafından getirildiğini, yol,yemek,konaklama masraflarının şirket tarafından karşılandığını, .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ilgili dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre tazminat miktarının 54.972,85 TL olarak belirlenmesi üzerine, dava değerinin bu yönde ıslah edildiğini, şirket avukatı tarafından gerekli harçların yatırıldığını, davalının hiçbir gerekçe göstermeyerek müvekkili şirketi 31.10.2012 tarihli azilname ile azlettiğini, müvekkili şirketin bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini ileri sürerek, davalı hakkında hükmedilecek tazminat miktarının %35’inin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekili, davalının 14.02.2007 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda yaralanmasından dolayı zorunlu mali sorumluluk sigortasından hak edeceği tazminatı alabilmek için müvekkili şirkete başvurması üzerine davalı ile anlaştıklarını, yapılan anlaşmaya göre tüm masrafların, dava giderleri ile mağdurun davalarını takip etmek üzere şirketin tutmuş olduğu avukat ücretlerinin müvekkili şirket tarafından karşılanacağı, davalının ise alacağı tazminat miktarının %35’ini müvekkili şirkete vereceği yönünde anlaştıklarını, müvekkili şirketin tüm edimlerini yerine getirdiğini bununla birlikte davalı tarafından gerekçe gösterilmeyerek 31.10.2012 tarihli azilname ile azledildiğini ileri sürerek, davalı hakkında hükmedilecek tazminat miktarının %35’inin tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı; davacı şirket yetkililerinin kendisinden izinsiz olarak vekillerini azlettiğinden ve davacı şirket hakkında ceza dosyaları bulunduğundan bahisle davacı şirketi azlettiğini, azilin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiş, Mahkemece davacının verilen vekaletnameye istinaden sözleşmede belirtilen takip işlemlerini yapabilmesi için avukat ya da hazine müsteşarlığından ruhsat almış sigorta brokerı olması gerektiği, davacının ise söz konusu yetkileri haiz olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı, davalı ile arasında imzalanan tarihsiz Hizmet ve Ücret Sözleşmesine dayanarak talepte bulunmaktadır. Taraflar arasında imzalanan bu sözleşme tarafları bağlar. Taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca belirlenen işlerin yapılması için sigorta brokerı olmanın gerektiğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Hal böyle olunca taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri ve verilen hizmet de dikkate alınarak, gerektiğinde bilirkişi raporu da alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bent gereğince davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 25,20 harcın istek halinde iadesine, 20/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.