Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/38395 E. 2015/30364 K. 19.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/38395
KARAR NO : 2015/30364
KARAR TARİHİ : 19.10.2015

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalı ile 30.01.2013 tarihinde şartlı satış sözleşmesi imzaladıklarını,01.02.2013 tarihinde tapunun devrini davalıya verdiğini , sözleşmeye göre taşınmazın iç cephe, sıva gibi bir takım işlemlerin kendisi tarafından bedeli karşılığında yapılmasının kararlaştırıldığını, yapılmadığı takdirde 30.000 Tl cezai şart öngörüldüğünü ancak bu işlemlerin 3. kişilere yaptırılarak sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şartın tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali ile %20 inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, sözleşmenin geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece,geçersiz satım sözleşmesine istinaden kararlaştırılan cezai şartın da geçersiz olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapulu taşınmazın “İş Yapım Sözleşmesi” başlıklı adi senetle şartlı olarak satışının kararlaştırılmasından kaynaklanan cezai şart istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşme ile inşattaki sıva, boya gibi bir takım işlerin davacı tarafından yapılacağı aksi taktirde sözleşmenin 9. maddesi gereği cezai şart istenebileceği düzenlenmiştir. Bu maddeye göre ”… alıcı…. bu işleri başkasına verdiği takdirde 30.000 TL …’a tazminat olarak ödeyecektir.” şeklinde cezai şart öngörülmüştür. Bir taşınmaz malın veya payının mülkiyetinin başkasına devri yada devir vaadini öngören sözleşmelerin geçerli sayılması B.K. 213, Tapu Kanunu 26. madde ve T.M.K’nun 706 uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir ve doğrudan göz önünde tutulur.Her ne kadar taraflar arasındaki 30.01.2013 tarihli sözleşme resmi şekilde düzenlenmemiş bulunduğundan hukuken geçerli değilse de celp edilen tapu kayıtlarının incelenmesinden 01.02.2013 tarihinde her iki tarafın tapuda işlem yapmak suretiyle geçersiz olan harici sözleşmeye geçerlilik kazandırdıkları, böylece cezai şartın da geçerli hale geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece sözleşmenin 9. maddesi göz önüne alınarak cezai şartın istenip istenemeyeceği değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 19.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.