Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/38324 E. 2015/32388 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/38324
KARAR NO : 2015/32388
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2014
NUMARASI : 2012/716-2014/269

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalının vekili olarak işçilik alacakları sebebiyle Ankara 11. İş Mahkemesine dava açtığını, davalının davadan feragat ettiğini ve avukatlık ücretini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla başlatmış olduğu icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek, icra takibine vaki itirazın iptalini ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalının 3. İcra Müdürlüğüne yapmış olduğu itirazın iptaline, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
İİK’nın 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra- inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesinin mümkün olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle; alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle mahkeme kararının hüküm bölümünün 1 numaralı fıkrasının 2. bendinde yer alan “Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE,“ ibaresi hükümden çıkartılarak yerine “Asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde davacıya iadesine, 10/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.