Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/38085 E. 2015/30444 K. 20.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/38085
KARAR NO : 2015/30444
KARAR TARİHİ : 20.10.2015

MAHKEMESİ Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı şirkete araç satın almak için gittiğini, 03.01.2013 tarihli otomobil satış sözleşmesi imzaladığını, aracın teslim tarihi olan 20.04.2013 tarhinde teslim edilmeyeceğinin söylenmesi üzerine, 16.03.2013 tarihli dilekçesi ile peşinat olarak vermiş olduğu 2.000,00 TL’nin hesabına aktarılmasını talep ettiğini, peşinatın hesaba aktarılmaması üzerine 17.04.2013 tarihinde ihtarname gönderdiğini, ihtara rağmen ödenmemesi üzerine icra takibi başlattığını, davalının bahse konu icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek takibe vaki itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, … İcra Müdürlüğü’nün 2013/5035 sayılı dosyasına yönelik davalının itirazının kısmen iptaline, 2.000,00 TL asıl alacak, 14,50 TL işlemiş faiz, 80,72 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 2.095,22 TL üzerinden takibin devamına, uyuşmazlık yargılama gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebi ile fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İ.İ.K.nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötü niyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tesbit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir.
Açıklanan yasal kurallar ışığında icra takibine konu olan alacak değerlendirildiğinde icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece yanlış değerlendirme sonucu bu istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyip hükmün düzeltilerek onanması HUMK 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, iki numaralı bent uyarınca mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1.bendinde yer alan “uyuşmazlık yargılama gerektirdiğinden icra İnkar Tazminatı talebinin reddine” cümlesinin çıkartılarak yerine aynen “Davacı lehine hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.