YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/37710
KARAR NO : 2015/11129
KARAR TARİHİ : 08.04.2015
… vekili avukat … ile … vekili avukat … aralarındaki dava hakkında …. Tüketici Mahkemesinden verilen 15.07.2013 gün ve 2012/2908 2013/1032 sayılı hükmün Dairemizin 04.06.2014 tarih ve 2014/1575-17585 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
KARAR
Davacı, eşi …’nun 17.07.2009 tarihinde vefat ettiğini, müteveffanın mirası borca batık olduğundan mirasçıların mirası reddettiklerini, …’nun sağlığında davalı bankadan kredi kartı ve ek kredi kartı çıkartarak kullandığını, kart borçlarını ödeyememesi üzerine de, davalı bankanın kendisi aleyhinde ilamsız icra takibi başlattığını, davalıya borcunun bulunmadığını,bankadan kredi kartı almadığını ve ek kart çıkartılması için herhangi bir talepte de bulunmadığını ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitine,haksız takip nedeniyle % 40’dan az olmamak üzere davalı aleyhine tazminata karar verilmesi istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile …11. İcra Dairesi’ nin 2010/10757 Esas sayılı dosyası ile davacı … hakkında başlatılan icra takibinde davacının davalı bankaya borcu bulunmadığının tespitine, İ.İ.K’nun 67/2. Maddesi gereğince asıl alacak miktarı olan (11.768,14 TL) üzerinden hesaplanacak % 40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükmün, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 04.06.2014 tarih ve 2014/1575 Esas 2014/17585 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş, bu kez davacı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici nedenlere göre, davacının 2. bentte belirtilen husus dışında kalan sair karar düzeltme talebinin reddi gerekir.
2-Her ne kadar Dairemizin 04.06.2014 tarih ve 2014/1575 Esas 2014/17585 Karar sayılı bozma ilamında aynen “Ancak davalının temyiz dilekçesine eklediği 7.6.2008 tarihli teslimat detay belgesi ile davacıya ek kartın teslim edildiği anlaşılmaktadır.” şeklinde bir cümle kurulmuş ise de bahse konu 07.06.2008 tarihli teslimat detayı belgesi ile … adına gönderilen ek kartın asıl kart sahibi olan ve vefat eden eş …’ ya teslim edildiği bu sefer yapılan inceleme sonucunda anlaşılmıştır.
Bu husus dikkate alınarak mahkeme ilamının “1-Davacı, ölen eşinin asıl kredi kart sahibi kendisinin ise ek kart hamili olarak davalı banka tarfından kredi kart borcunun ödenmemesi nedeniyle başlattığı takibe karşı,bankadan kredi kartı almadığı ve ek kart çıkartılması için herhangi bir talepte de bulunmadığını ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı, davacı adına gönderilen ek kartın davacı tarafından kullanıldığını savunmuştur. Mahkemece, kredi kartı sözleşmesinin müteveffa … ile davalı banka arasında imzalandığı, davacı tarafından imzalanmış kredi kartı veya ek kredi kartı sözleşmesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Öncelikle belirtmek gerekirse davacının ölen eşinin mirasını reddettiği …4.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/1731-2093 Esas ve Karar sayılı ilamı ile sabit olduğuna göre ölen eşine ait kredi kart borcundan sorumlu tutulamaz. Yine … adına gönderilen ek kartın 07.06.2008 tarihli teslimat detayı belgesi ile asıl kart sahibi olan ve vefat eden eş …’ ya teslim edilmesi nedeniyle ek kart ile ilgili harcamaların bizzat davacı tarafından veya onun bilgisi ve izni ile yapıldığı davalı tarafından ispatlanamadığı takdirde davacı ek kartın kullanılmasından dolayı da sorumlu tutulamaz Ancak ek kart ile ilgili bu hususların tespiti yönünde mahkemece yapılan araştırma ve inceleme yetersiz olup, eksik soruşturmaya dayalı olarak hüküm kurulamaz. Öyle olunca, öncelikle davacı adına çıkarılan ek kart ile ilgili tüm kayıtlar getirtilerek, ek kartın kim tarafından ne şekilde kullanıldığı ve özellikle slip imzalanarak mı yoksa şifre kullanılarak mı kullanıldığı kesin biçimde saptanıp imzaya itiraz edildiği takdirde bilirkişi incelemesi yapılmalı ve yine harcamalara ilişkin olarak da aralarında bankacılık kredi kartları uzmanının bulunduğu bilirkişi kurulundan rapor alınmalı, tarafların müterafik kusurlu olup olmadığı ve alacak miktarı belirlenmeli ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Mahkeme kararı bu gerekçeyle bozulması gerekirken, zuhulen farklı gerekçe ile bozulduğu bu kez yeniden yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin bozma ilamının kaldırılmasına ve mahkeme kararının yeniden bozulmasına karar verilmek gerekmiştir.
3-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davacının sair karar düzeltme taleplerinin reddine, 2. bent gereğince davacının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 04.06.2014 tarih ve 2014/1575 Esas 2014/17585 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına ve mahkeme kararının BOZULMASINA, 3. bentte açıklanan nedenle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 08.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.