Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/3737 E. 2014/20850 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3737
KARAR NO : 2014/20850
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/09/2013
NUMARASI : 2011/1072-2013/1400

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı ile aralarında 01.05.2011 tarihinde danışmanlık ve avukatlık hizmet sözleşmesi imzaladıklarını, davalı şirkete sözleşme kapsamında hizmet vermesine karşın ücretini alamadığını bu nedenle 16.08.2011 tarihinde ihtarname gönderdiğini bunun üzerine haksız olarak azledildiğini ileri sürerek, yaptığı masraflar ile hak ettiği vekalet ve danışmanlık ücretleri ile ayrıca azli nedeni ile haksız fesih tazminatının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2800,00 TL’ sinin davalıdan ay ay belirlenecek ticari faizi ile tahsilini istemiştir.
Davalı, azlin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı yanca temyiz edilmiştir.
Dava, sözleşme kapsamında verilen danışmanlık ve avukatlık hizmeti nedeni ile sözleşmeden doğan alacakların davalıdan tahsili istemi ile açılmıştır.. Taraflar arasında düzenlenen 01.05.2011 tarihli avukatlık ve danışmanlık hizmet sözleşmesinin 4.2.a maddesinde “Konusu para ile ölçülebilen davalarda ücret 1500 TL den az olmamak üzere dava değerinin %5’i dir. Bu ücretin yarısı peşin geriye kalan yarısı dava sonu ödenecektir” yazılıdır. Sözleşmenin bu açık hükmüne rağmen davacı avukat sözleşmenin düzenlenmesinden kısa bir süre sonra 16.08.2011 tarihinde davalıya gönderdiği ihtarnamesinde toplam 15 icra takibi ve dava dosyası yönünden asıl alacak ve karşı yan vekalet ücreti yönünden 13.329,20 TL ücretinin kendisine ödenmesi aksi taktirde istifa edeceğini bildirmiş davalı ise 19.08.2011 tarihli cevabi ihtarnamesi ile henüz tahsilat yapılmadan vekalet ücreti alacağının istenemeyeceğini güven ilişkisinin sarsıldığını bu nedenle davacıya güvenin kalmadığını kendisini azlettiğini bildirmiştir. HUMK 62 (HMK 73) ve Avukatlık Kanunu 171/1 ve AAÜT/2 gereği avukat dava ve takip dosyalarını kesin hükme bağlamadan müvekkilinden (aksi sözleşmede kararlaştırılmış olmadıkça) ücret talep edemez. AK’nın 164/son maddesinde ise “Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.” hükmü yazılıdır. Davacı avukat yasanın bu amir hükümlerini göz ardı ederek henüz kesinleşmiş davalar ve tahsil edilmiş icra dosyaları bulunmadan davalıya böyle bir ihtarname göndermekle davalının güvenini sarsmıştır. Davalıda cevabi ihtarnameyle derhal davacıyı vekillikten azletmiştir. Azil haklıdır. Avukatlık Kanunu 174/1. maddesinde “Üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat hiçbir ücret isteyemez ve peşin aldığı ücreti geri vermek zorundadır.” hükmü yazılı olup davacı, avukatlık sözleşmesinde kararlaştırılan aylık ücret dışında başka bir ücret talep edemez.. Mevcut hükümleri göz ardı ederek yazılı şekilde davanın kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 150,00 TL harcın istek halinde iadesine, 23.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.