Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/37297 E. 2015/28812 K. 07.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/37297
KARAR NO : 2015/28812
KARAR TARİHİ : 07.10.2015

MAHKEMESİ : Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2014
NUMARASI : 2012/513-2014/186

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat K.. Y.. ile davalı vekili avukat M.. M.. Ç..’nın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, müşterek olarak diğer mirasçılarla sahip oldukları taşınmazın satılması için davalıya vekaletname verdiklerini, davalının taşınmazı satmasına rağmen, payına düşen hisse bedelini kendisine ödemediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile taşınmazın dava tarihi itibariyle tespit edilecek rayiç bedelinin miras hissesi oranındaki bedelinin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın öncelikle zamanaşımı, kabul edilmemesi halinde de esastan reddini dilemiştir.
Mahkemece, satış tarihinden itibaren beş yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğinden bahisle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, vekalet sözleşmesine dayanılarak yapılan taşınmaz satışından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup davalının, davacının hissesinin bulunduğu taşınmazı vekaleten 22.09.1999 tarihinde üçüncü kişiye sattığı anlaşılmaktadır.
Vekalet sözleşmesinin en önemli unsurları arasında, vekilin hesap verme borcu gelmektedir. Vekil, yaptığı işin hesabını vermeye ve müvekkili nam ve hesabına edindiği her şeyi iade etmeye, iade edinceye kadar da almış olduğu şeyleri saklamaya mecburdur. Vekilin hesap verme borcu, vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup, işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. Bu nedenle de vekilin aldıklarını geri verme borcunda zamanaşımı vekalet sözleşmesi sürdükçe işlemez. Bir başka deyişle iade borcunda muacceliyet, vekilin hesap vermesi veya sözleşme ilişkisinin bitmesi ile başlar. (Bkz. Hukuk Genel Kurulunun 2011 tarih ve 2011/13-161 esas ve 2011/276 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.) Dava konusu olayda, davalının, müvekkili olan davacıya hesap verdiği, vekalet ilişkisinin istifa, azil, ölüm gibi sebeplerle sona erdiği iddia ve ispat edilmediğinden zamanaşımı süresinin başladığından ve sürenin dolduğundan söz edilemez. O halde, zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle henüz başlamadığı gözetilerek mahkemece işin esası incelenip, sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün, temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 25,20 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 07/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.