Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/37284 E. 2014/32281 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/37284
KARAR NO : 2014/32281
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

MAHKEMESİ : Antalya 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 29/04/2014
NUMARASI : 2013/1591-2014/1156

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı bankadan konut kredisi kullandığını, kendisinden dosya masrafı vs. Adı altında haksız kesintiler yapıldığını ileri sürerek, fazla hakları saklı 2.635 TL.nin yasal faizi ile ödetilmesini istemiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 3.354 TL.nin dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 297 maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddesinin son fıkrası ile “Hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, gerekçede 700,00 TL kredi dosya masrafı, 500,00 TL ekspertiz ücreti, 1.210,00 TL yapılandırma komisyonu olmak üzere toplam 2.410,00 TL yönünden davacının davasının kabulüne, 93,52 TL , 92,10 TL hayat sigortası pirim bedeli ve 40,01 TL dekont ücreti yönünden talebinin reddine karar verilmesi gerektiği açıklanmış , kısa kararda da 2.410 TL.nin davalıdan tahsiline denmiş ancak hüküm fıkrasında, 550,00 TL kredi dosya masrafı, 825,00TL hizmet bedeli, 1.979,00TL yapılandırma komisyonu olmak üzere toplam 3.354,00TL’nin dava açılış tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu hali ile , gerekçe ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması, HMK’ nun 297/son madde ve fıkrasına aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda Birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.