Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/3720 E. 2014/19159 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3720
KARAR NO : 2014/19159
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

MAHKEMESİ : Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2009/208-2013/456

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı,eczacı olduğunu,davalı kurum tarafından yapılan 06.06.2000 tarihli bildirim ile usulsüz ve içeriği sahte reçete düzenledikleri gerekçesiyle 7 yıl sözleşmenin feshine karar verildiğini,bu fesih işleminin haklı sebeblere dayanmadığını ileri sürerek;ödenmeyen ilaç fatura bedeli 5.991,51 TL ile bu bedele 06.06.2000 tarihinden itibaren işlemiş 25.000 TL faizin ve 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı hakkında yapılan teftiş sonucu hastaların bilgisi dışında dava dışı doktorlarla davacının işbirliği içinde içeriği sahte reçeteler düzenlenmesini sağlayarak kurumun 5.991 TL zarara uğratıldığının tespit edilmesi nedeniyle kurum zararının davacıdan alınmasına karar verildiğini ve sözleşmenin 7 yıl süre feshedildiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile,5.991 TL davacı alacağının 06.06.2000 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline,manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş,hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı,davalı kurum sigortalısı hastalara ilaç teminine ilişkin davalı ile yapılan sözleşmenin haksız fesh edildiğini ileri sürerek,fesih nedeniyle ödenmeyen fatura bedellerinin faizi ile tahsili isteminde bulunmuştur. Davalı mahkemeye ibraz ettiği cevap dilekçesinde, davacı eczacının dava dışı doktorlarla işbirliği içinde hareket ederek içeriği sahte reçeteler düzenletmek suretiyle bu reçetelere dayalı olarak kurumun zarara uğratıldığını savunmuştur.
Davalı kurum teftiş kurulu tarafından yürütülen soruşturma sonucu,davacının emekli sandığı mensubu sigortalıların bilgisi dışında usulsüz ve içeriği sahte reçete düzenlettirdiği ,reçetelerde tahrifat yaptığı ve teftiş soruşturmasının seyrini değiştirmek amacıyla sahte ilaç alım faturalarını kuruma ibraz ettiği gerekçesiyle sözleşmenin 7 yıl süre ile feshedildiği ve feshi bildiriminin 06.06.2000 tarihli yazı ile davacıya bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davacı hakkında dava konusu olaylara ilişkin olarak Ankara 4. Ağır Ceza mahkemesinin 2006/199 esas sayılı dava dosyasına konu davanın açıldığı,bu yargılama kapsamında davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği,ayrıca davacı tarafından davalı kurum aleyhine sözleşmenin feshine dair işlemin iptali talebine ilişkin Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/367 esas sayılı dosyasına konu davanın açıldığı,bu davanın davacı tarafından takip edilmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece sözleşmenin feshi işleminin yerinde olup olmadığının tespiti amacıyla bilirkişi raporu alınmış ise de,bu karara esas alınan bilirkişi raporunda teftiş raporunda iddia edilen ve fesih işlemine dayanak gösterilen hususlara ilişkin yeterli bir inceleme ve değerlendirmenin yapılmadığı,dosya safahatının özetlenmesi ile yetinildiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporu bu haliyle hüküm tesis etmeye elverişli nitelikte değildir. Bu itibarla mahkemece öncelikle teftiş dosyası kapsamında hazırlanan doktor bilirkişi raporları,davacının ibraz ettiği ileri sürülen sahte ilaç alım faturaları ile birlikte tüm teftiş dosyası içeriğinin dosyaya celbi sağlanarak,Ankara 1. Asliye Hukuk mahkemesinin 2000/367 esas sayılı dosyası kapsamında hazırlanan bilirkişi raporundaki tespitlerde değerlendirilmek suretiyle,tarafların iddia ve itirazlarını karşılar mahiyette aralarında doktor,eczacı ve sayıştay denetçisi uzman bilirkişilerden teşekkül eden yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak,bu heyetin hazırlayacağı bilirkişi rapor sonucuna uygun karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.