Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/37028 E. 2015/28098 K. 30.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/37028
KARAR NO : 2015/28098
KARAR TARİHİ : 30.09.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı,…’in tedavi giderlerine karşılık 30.000,00 TL bedelli senet imzaladığını, bu senedin bedelini hastane görevlisi ….’ye ödediğini, ödeme karşılığında kaşeli makbuz verildiğini, hastanenin senedi icraya koyarak takip başlattığını ileri sürerek, senet sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, hastanın almış olduğu tedavi nedeniyle 88.000,00 TL fatura tanzim edildiğini, bunun 58.000,00 TL.’ sının nakit alındığını, bakiye 30.000,00 TL için davalı tarafından senet keşide edilerek verildiğini senet bedelinin ödenmediğini, senedin ödendiğine dair belge kayıt sunulmadığını, davacının sunduğu belgenin makbuz niteliği olmayıp şirket kayıtlarında yer almadığını, tahsilatı yaptığı iddia edilen şahsın tahsile yetkili olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Davanın kabulü ile, davacı tarafın takip ve dava tarihi itibariyle icra takibine konu edilen dava konusu 30.000.-TL bedelli senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacı bu davasında davalı şirkete ödeme yaptığını iddia etmiş davalı ise savunmasında kendisine ödeme yapıldığı iddia edilen şahsın şirket yetkilisi olmadığı gibi para tahsiline de yetkisinin bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece her ne kadar davalı şirket çalışanına ödeme yapıldığı gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de davacının dayandığı belgede ismi geçen Ş. Turgay Ketenci hastanenin para tahsilatında yetkili kişi olmayıp belgede de 30.000,00 TL.’nin bu şahsa niçin ödendiği de belirtilmemiştir. Ayrıca dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda da 30.000,00 TL.’lik ödemenin davalının ticari defter kayıtlarında gözükmediği açıklanmıştır. Bu durumda davacının davasını ispat edemediğinin kabulü zorunludur. Hâl böyle olunca mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 512,20 TL harcın istek halinde iadesine, 30/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.