Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/37027 E. 2014/35687 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/37027
KARAR NO : 2014/35687
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

MAHKEMESİ : Hatay 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 10/06/2014
NUMARASI : 2013/344-2014/369

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARAR

Davacı, yurt dışında kaza geçirdiğini, kalça kemiğinin kırıldığını, yurt dışında hiçbir müdahale yapılmadan Hatay’a gelerek davalı şirkete ait Ö.. H..’nde ameliyat olduğunu, ameliyatın diğer davalı doktor tarafından yapıldığını, davacının 1. ve 2. ameliyatlarında özellikle 2. ameliyatında davalı hekim tarafından çok ciddi mesleki hatalar yapıldığını, davacının gereksiz olarak 2 kez ameliyat olduğu gibi, acılar çektiğini, tedavisinin uzadığını, maddi külfetlere katlanmak zorunda kaldığını, davacının daha sonra Adana’da O.. Hastanesi’nde 3. kez ameliyat olduğunu ve önceki ameliyatlardaki hataların bu operasyonla düzeltildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.000 TL. manevi tazminat ile gelir kaybı nedeniyle 1.000 TL, tedavi giderleri nedeniyle 1.000 TL. olmak üzere toplam 2.000 TL. maddi tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, tüketici mahkemesi sıfatı ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, yanlış tedavi sonucu sorunlar yaşadığını belirterek maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açmıştır.Mahkemece,davanın reddine karar verilmiş ise de; B.K. nun 502. maddesi hükmü uyarınca, diğer iş görme sözleşmeleri hakkındaki yasal düzenlemelere tabi olmayan işlerde, vekalet hükümleri geçerlidir. Somut olayda olduğu gibi doktorlar ile hasta arasındaki uyuşmazlıkların vekalet sözleşmesine ilişkin hukuksal düzenlemelere göre çözülmesi gerektiği konusunda, öğreti ve Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulaması arasında paralellik bulunmaktadır.
Somut olayda, davacılar ile davalılar arasında vekil-müvekkil ilişkisi mevcut olup, davadaki talepler vekillerin vekalet görevini ifada özen borcuna aykırı davrandıkları iddiasına dayalı bulunmakla, uyuşmazlığa vekalet hükümleri uygulanmalı ve doğal olarak, uyuşmazlığın da bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/l maddesinde tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,olarak tanımlanmıştır.Buna göre vekalet sözleşmesinden kaynaklanan davalara bakma görevi tüketici mahkemesine ait ise de; 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un geçici 1/1.maddesine göre; Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder.
Yukarıda açıklandığı üzere, davanın açılış tarihi itibariyle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca,mahkemece uyuşmazlığın genel mahkemesi sıfatı ile görülüp sonuçlandırılması gerekirken tüketici mahkemesi sıfatı ile görülüp sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırıdır.Bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle bu aşamada davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.