Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/366 E. 2014/12789 K. 22.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/366
KARAR NO : 2014/12789
KARAR TARİHİ : 22.04.2014

MAHKEMESİ : Bursa 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 04/04/2013
NUMARASI : 2012/1778-2013/562

Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı şirket temsilcileri tarafından gezi amaçlı olarak götürüldüğü Emet ilçesinde, psikolojik baskı altında 26.06.2011 tarihli 17 yıllık devre tatil sözleşmesi imzaladığını, baskı uygulanarak iradesinin sakatlandığını, tatil hakkını henüz kullanmadığını, sözleşmenin geçersiz olduğunu ve cayma hakkını kullandığını ileri sürerek sözleşmenin feshine, senetlerin iptaline ve yaptığı ödemenin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı ile yaptığı devre tatil sözleşmesine göre cayma hakkını kullanarak sözleşmenin feshi, ödemelerinin iadesi ve senetlerin iptali için eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, sözleşmenin 9.A.2 maddesine göre özetle cayma süresi geçtikten sonra sözleşmenin feshi nedeniyle sözleşme bedelinin % 25’i kesilerek ödemelerin geri iade edileceğine ilişkin madde hükmü uygulanması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş olup Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde
tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şart olduğu açıklanmıştır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez. Bir satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükü ona aittir. 6/A, 6/B, 6/C, 7, 9, 9/A, 10, 10/A ve 11/A maddelerinde yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen tüketici sözleşmeleri en az oniki punto ve koyu siyah harflerle düzenlenir … ” hükmü, yine 4077 Sayılı Kanunun değişik 6 ve 31 maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde “satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır” hükmü getirilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 26.06.2011 tarihli devre tatil sözleşmesinin 9.A.2.maddesinde belirtilen cayma süresinden sonra sözleşmenin feshi halinde % 25 kesinti yapılacağına ilişkin sözleşme hükmünün, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında haksız şart niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. O halde; mahkemece, sözleşmenin ilgili hükümlerinin haksız şart olduğu gözetilerek, davacı taleplerinin tamamının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.