Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/36307 E. 2014/37666 K. 27.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/36307
KARAR NO : 2014/37666
KARAR TARİHİ : 27.11.2014

MAHKEMESİ : Ereğli(Konya) Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2010/1102-2013/272

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, asıl davada; D.. C..’ın Vakıflar Bankası’ndan kullandığı krediye davalı A.. S.. ile birlikte müşterek ve müteselsil kefil olduklarını, asıl borçlu tarafından bankaya olan borcun ödenmemesi üzerine kendisinin borcun tamamını ödediğini, davalının da kefil olması nedeniyle borçtan yarı oranda sorumlu olduğunu, alacağın tahsili için davalı aleyhine Ereğli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/3536 esas sayılı dosyası ile 3.240,67-TL asıl alacak, 3.673,22-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.913,89-TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiş, birleşen dosyada ise; kefil sıfatı ile bankaya yaptığı ödemelerin tahsili amacı ile davalı asıl borçlu D.. C.. hakkında Konya/Ereğli 2.İcra Müdürlüğü’nün 2008/1832 Esas sayılı dosyası ile 6.481,34-TL asıl alacak ve 1.974,01-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.455,35-TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı A.. S.., asıl borçlunun halen borcunu taksitler halinde ödediğini, bu nedenle de sorumluluğunun söz konusu olmadığını savunmuş, davalı D.. C.. ise dava konusu kredi borcunun faizleri ile birlikte “MAKBUZ” başlıklı belgede yazılı tarihlerde davacıya ödendiğini, davacının hiç ödeme yapılmamış gibi takip başlatmasının kötüniyet göstergesi olduğunu savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini dilemiştir.
Mahkemece, asıl davanın reddine, davacının asıl borçlu ile arasındaki sözleşmeye rağmen icra takibi başlatmasında kötü niyetli olduğu kanaatine varılarak 2.740,62-TL’nin %40’ı oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, birleşen davanın reddine, davacının asıl borçlu ile arasındaki sözleşmeye rağmen icra takibi başlatmasında kötü niyetli olduğu kanaatine varılarak 6.481,34-TL’nin %40’ı oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş;hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, kefil tarafından ödenen borcun yarısının diğer kefilden ve tamamının asıl borçludan rücuen tahsili için başlatılan icra takiplerine vaki itirazların iptali istemine ilişkindir. Davacının davalılardan A.. S.. ile birlikte, davalı D.. C..’ın VakıfBank Ereğli Şubesinden kullandığı krediye kefil olduğu, 14 taksidin davalı asıl borçlu tarafından ödendiği, bakiye borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek banka tarafından kefiller ve asıl borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığı, takip sonrasında davacı kefil tarafından bankaya toplam 6.481,34-TL ödeme yapıldığı tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Davalı D.. C.., davaya konu borcun 5.000-TL ödenerek kapatılacağı konusunda anlaştıklarını, 16.07.2007 tarihli “Makbuz” başlıklı belgede belirtilen tarihlerde borcun faizileri ile birlikte ödendiğini savunmuştur. Davacı asil 10.04.2012 tarihli celsede, “Bana gösterilen belge içeriği doğrudur. Ancak bilgisayar yazısı olarak yazılan 5.000,00-YTL’nin 5 rakamını ben karalayarak parafladım. Her ne kadar davalı taraf 5 rakamını 10 olarak değiştirdiğimi beyan etmiş ise de ben orada herhangi bir rakam yazmadım. Sadece 5’in üzerini karaladım.”şeklinde beyanda bulunmuştur.Mahkemece, davalı asıl borçlu tarafından dosyaya sunulan ve davacı asilin de kabulünde olan “MAKBUZ” başlıklı sözleşmede belirtildiği üzere davacıya toplam 6.570,00 TL ödeme yapıldığı, ancak bunlara rağmen davacının bu ödemeler yapılmamış gibi davalılar hakkında icra takibine giriştiği, davacının aradaki sözleşmeyi bilerek ve kendisine yapılan ödemeleri bilmezden gelerek icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu, dava konusu borcun davalı asıl borçlu D.. C.. ile davacı arasında yapılan sözleşme uyarınca ödenmiş olduğu, bu haliyle davalıların davacıya ödemesi gereken bir borcun bulunmadığı gerekçesiyle davaların reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verlmiştir.Hemen belirtmek gerekir ki kefil olan davacının ödediği borcun yarısını diğer kefilden, tamamını ise asıl borçludan tahsilde tekerrür olmamak üzere talep etme hakkı mevcuttur. Davacının, 16.07.2007 tarihli “Makbuz” başlıklı belgedeki imza ve ödemelere bir itirazı bulunmamaktadır. Bu belgedeki 5.000-YTL rakamı üzerindeki karalama ve parafın da davacı tarafından yapıldığı konusunda bir tereddüt yoktur. Ancak davalı asıl borçlu D.. C.. tarafından yapılan ödemenin 6.570-TL olması ve yine borcu faiziyle ödediği yönündeki beyanı dikkate alındığında borcun 5.000-TL ödenerek tasfiye edileceği sonucuna varılamaz. Davalı asıl borçlu aleyhine 6.03.2008 tarihinde takip başlatılmış olup “Makbuz” başlıklı belgeye göre ilk ödeme 20.06.2008 tarihinde yapılmıştır. Bir başka ifade ile takip tarihi itibariyle davacıya yapılmış bir ödeme bulunmamaktadır. Hal böyle olunca 16.07.2007 tarihli belge tarihi esas alınarak davacının yapmış olduğu 6.481,34-TL ödeme nedeniyle kendisine 6.570,00-TL ödeme yapılarak borcun kapatıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, takip tarihi esas alınarak asıl borç ve fer’ilerinin hesaplanması, yapılan ödemelerin mahsubu ile hasıl olacak sonuca göre tahsilde tekerrüre neden olmayacak şekilde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:1-Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 2-İkinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.