Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/356 E. 2014/13976 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/356
KARAR NO : 2014/13976
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2013
NUMARASI : 2011/445-2013/327

Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, imzalanan sağlık hizmeti satın alma sözleşmesi gereğince hastane düzeyinde hizmet verdiğini, davalı tarafından sözleşmenin 5.1.1.maddesi gereğince hasta muayene olmadığı halde muayene olmuş gibi fatura düzenlendiği gerekçesiyle 20.000.00 TL cezai işlem uygulandığını ve 95.98 TL muayene ücretinin talep edildiğini, işlemin hukuka aykırı olduğunu, A.. K..i isimli hastaya sağlık hizmeti verildiğini, protokol defteri ve kayıtlar incelendiğinde hizmetin verildiğinin anlaşılacağını ve sözleşmeye aykırı işlem yapılmadığını ileri sürerek 20.000.00 TL ceza işlem bedeli ve 95.98 TL fatura tutarının istirdatına karar verilmesi istemiştir.
Davalı, davacı tarafından sağlık hizmeti sunulmadığı halde hizmet verilmiş gibi fatura düzenlendiğini, muayene olduğuna dair hastadan taahhütname alınmadığını ve yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, sözleşmeye aykırı bir işlem yapılmadığı, A.. K..i isimli hastaya sağlık hizmeti verildiği ve cezai işlemin haksız olduğu iddiasıyla eldeki davayı açmış olup davalı yapılan işlemin yasal olduğunu savunmuştur. Mahkemece, davacının kimliğini ibraz eden hastaya sağlık hizmeti verdiği, sahte kimlikle üçüncü kişilerin müracaat etmesi halinde davacının bu durumu bilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar
verilmiştir. Sözleşmeye bağlılık (Ahde vefa) ilkesi gereğince taraflar sözleşmeye uymakla yükümlü olup edimlerini yerine getirirken sözleşmeye uygun davranmak zorundadır. Taraflar sözleşmeye aykırı davranır ise sözleşmede kararlaştırılan cezayı ödemek zorunluluğu altına girerler. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı, sözleşmeye uygun olarak sağlık hizmeti sunmakla yükümlü olup davacının sağlık hizmeti alan hastanın kimliğini sözleşmede belinlenen şekilde kontrol etmesi ve hastadan muayeneye ilişkin imzalı taahhütname alması gerekir. Hastane düzeyinde hizmet veren davacının tüm bu hususlara uymadan sağlık hizmeti verdiği sabit olup, davacının sözleşmeye aykırı davrandığı sabit olup, uygulanan cezai şartın yerinde olduğu anlaşılmıştır. O halde; mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış gerekçe ile yazılı şekilde davanın kabulüne dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.