Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/35420 E. 2015/28166 K. 01.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/35420
KARAR NO : 2015/28166
KARAR TARİHİ : 01.10.2015

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2014
NUMARASI : 2011/753-2014/201

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat S.. Ç.. ile davalılar vekili avukat S.. Ş..’in gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalıların verdiği vekaletnameye istinaden dava dışı vekilleri ile imzalanan harici sözleşme ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile kendilerine mirasen intikal eden T… H.. mevkii 94.. parsel sayılı taşınmazdaki hisselerini satın aldığını, ancak taşınmazın bir başkası adına tescil edildiğini ileri sürerek, rayiç bedelin tespitiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL zararının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini 956.250,00TL ye yükseltmiştir.
Davalılar davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, her ne kadar sözleşmede taşınmazdaki 4/16 hissenin devrinin kararlaştırılmış ve bilirkişi tarafından da bu oran gözetilerek hesaplama yapılmış ise de sözleşme tarihinde davalıların taşınmazdaki toplam hisselerinin 1/12 olması nedeniyle ancak buna karşılık gelen rayiç bedelin istenebileceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 318.750,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, harici satış sözleşmesi ve resmi gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile devri taahhüt edilen taşınmazın başkasına devredilmesi nedeniyle doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir. 16.8.1994 tarih, 32.. yev. nolu vekaletname ile davalı Kamil ve H.. T.., yargılama sırasında vefat eden diğer davalı M.. T..’a, mirasen kendilerine intikal edecek taşınmazların satımı yönünde yetki vermiş, M.. T..’un kendi adına asaleten diğer davalılara vekaleten verdiği 7. 12.2006 tarihli vekaletnamesine istinaden dava dışı N.. A.. ile davacı arasında 12.12.2006 tarihli adi yazılı sözleşme akdedilmiş, buna göre 942 parselin 4/16 hissesine tekabül eden 4250 m2 ye karşılık 50.000,00 TL nakit ve 63.000,00TL lik senet alındığı yazılmış, aynı tarihli Kartal 9. Noterliğinin 39.. yevmiye sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile hisse miktarı belirtilmeksizin 942 parselin satımı vaad edilmiştir. Borçlar Kanunu m.237, Medeni Kanun m. 706/1, Tapu Kanunu m.26 ve Noterlik Kanunu m.60/3,89. Maddelerindeki açık düzenlemeler ile taşınmaz satışının geçerli olması sözleşmenin resmi şekilde yapılması şartına bağlanmıştır. Davacı eldeki dava ile resmi şekle uygun gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yanında, tapu devri gerçekleşmemekle geçerlilik de kazanamayan harici satım sözleşmesine de dayanmıştır. İfası imkansız hale gelen sözleşmelerde akit, sözleşme konusu malın imkansızlığın doğduğu tarihteki rayicini isteyebilecekken, sözleşmenin hukuken geçerli olmaması halinde ise taraflar ancak sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde verdiklerini geri alabileceklerdir. Bu halde mahkemece, davalıların mirasçıları M.. T..’a ait Tuzla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2003/356esas- 2006/563 karar sayılı veraset ilamına göre, sözleşme konusu taşınmazda toplamda yalnızca 1/12 oranında hak sahibi oldukları gözetilerek bu oran üzerinden rayice hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamakta ise de, davacının dayandığı ve yasal şartları taşımamakla geçersiz olan harici sözleşmede satış bedelinin 942 parselin 4/16 hissesine tekabül eden 4250 m2sine karşılık olarak belirlendiğinin kararlaştırılması karşısında, bakiye 1/6 hisseye tekabül eden kısım için sözleşme bedelini çoğun içinde azın da bulunduğu gözetilip sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde istenebileceğinin de kabulü gerekir. Mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının ikinci bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 25,20 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.