Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/35030 E. 2014/38530 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/35030
KARAR NO : 2014/38530
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

MAHKEMESİ : Bursa 3. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 03/03/2014
NUMARASI : 2013/1303-2014/275

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı bankadan konut kredisi kullandığı sırada kendisinden haksız kesinti yapıldığını ileri sürerek 2.587,50 TL nin avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 2.282,50 TL nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava tüketici kredisinden doğan alacak istemine ilişkindir. Davacı konut kredisi kullandığı sırada komisyon, ekspertiz ücreti, ipotek tesis bedeli adı altında kesintiler yapıldığını ileri sürmüş, mahkemece kararın gerekçe kısmında ekspertiz ücreti olarak kesilen 937,50 TL nin 305,00TL sinin faturalı olması nedeniyle iadeye konu edilemeyeceği, 617 TL sinin de davacı hesabına iade edilmiş olduğu tespit olunmuş, bu gerekçeye göre ancak 1.500,00 TL kullandırım komisyonu ve 150,00 TL ipotek tesis masrafı üzerinden irdeleme yapılabilecekken davanın kısmen kabulü ile 2.282,50 TL yönünden talep haklı görülmüştür. 6100 sayılı HMK’nın 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nın 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nın 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nın yukarda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda hüküm ile gerekçe arasında açık çelişki yaratılmış olması usul ve yasaya aykırı olup bu durum hükmün bozulmasını gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 4.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.