Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/34544 E. 2014/31783 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/34544
KARAR NO : 2014/31783
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

MAHKEMESİ : Erzurum 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/06/2014
NUMARASI : 2013/497-2014/552

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı kurum ile aralarında hizmet alımı sözleşmesi düzenlendiğini, üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, 5510 Sayılı Yasanın 81.maddesi gereğince hakedişlerinden kesinti yapılması mümkün olmamasına rağmen davalının tahakkuk eden hakedişlerinden %5 oranındaki hazine yardımını keserek ödeme yaptığını, bunun yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 49.871,51 TL nin her bir kesinti tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, yapılan kesintilerin yasaya ve tebliğlere uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 49.871,51 TL nin her bir kesinti tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm;davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı davalıya ait kurumda hizmet verdiğini,5510 Sayılı Yasanın 81.maddesi uyarınca Hazine tarafından ödenen %5 pirime ilişkin ödemenin hakedişinden kesildiğini belirterek yapılan kesintinin her bir kesinti tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. 6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur.
Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi tarafından davacının hakedişlerinden 49.871,51 TL kesinti yapıldığı belirlenmiş, ancak kesintilerin hangi ayda, ne miktarda yapıldığı hususunda bir tespit yapılmamıştır. Mahkemece de,49.871,51 TL nin her bir kesinti tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olmakla hangi miktardaki kesintiye hangi tarihten itibaren faiz uygulanacağı belirtilmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece kesintilerin hangi tarihte ne miktarda yapıldığı hususunda bilirkişiden ek rapor alınarak buna hükmedilen alacağa her bir kesinti tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken kesinti tarihlerinin belirtilmemiş olması, infazda tereddüt yaratacak niteliktedir. Karar bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olup, ayrıca bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.