Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/34540 E. 2014/34276 K. 05.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/34540
KARAR NO : 2014/34276
KARAR TARİHİ : 05.11.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 13/05/2014
NUMARASI : 2013/1342-2014/467

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı bankadan 2005 ve 2012 yılları arasında konut ve ihtiyaç kredileri kullandığını, kullandığı krediler sırasında davalı bankaca dosya masrafı ve diğer masraflar adı altında kendisinden haksız olarak tahsil edilen masrafların tespiti ile tahsili için şimdilik 2.000 TL.’ nın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının ispat için delilleri sunmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki dava ile, davalı banka ile imzaladığı kredi sözleşmeleri nedeni ile kendisinden farklı isimler altında tahsil edilen bedellerin iadesini talep etmiştir. Davacı, dava dilekçesinde dava değeri olarak 2.000 TL göstermiş, HMK.’nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açtığını belirtmiştir.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş ve “Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı, değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden, standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez. Bir satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa, bunu ispat yükü ona aittir. 4077 Sayılı Kanunun değişik 6 ve 31 maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde “satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır” hükmü getirilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki davalı banka, sadece kredinin verilmesi ve yapılandırılması için zorunlu, makul ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebilir. Kredi verilmesi ve yapılandırılması için gereken zorunlu masrafların neler olduğu konusunda ispat yükü ise davalı bankaya aittir. O halde mahkemece, işin esasına girilip, davalı bankadan çekilen kredilerle ilgili tüm belgeler celbedilerek kesilen masrafların zorunlu, makul ve belgeli olduğu hususunda davalı bankadan delilleri sorularak, gerekirse bu hususta alanında uzman bilirkişiden denetime esas bilirkişi raporu da alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken ispat külfeti davacıya yüklenerek davanın HMK.’ nun 119/f madde ve bendine göre usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.