YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/34495
KARAR NO : 2014/31797
KARAR TARİHİ : 17.10.2014
MAHKEMESİ : Mustafakemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/10/2010
NUMARASI : 2007/297-2010/584
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılar murisi takip borçlusu S. D.. ve arkadaşları hakkında yürütülen Antalya 7. İcra Müdürlüğü’nün 2003/9198 sayılı icra takip dosyasında dosya borcunun kendisi tarafından ödendiğini belirterek 7.000 TL alacağının Sebahattin Demirtaş mirasçılarından tahsilini talep etmiştir.
Davalı yan, davacı tarafından dosyaya gerçek anlamda bir ödeme yapılmadığını, muvazaalı olarak ödeme yapılmış olarak gösterildiğini ve B.K.’nun 109. maddesinde yer alan koşullar mevcut olmadığından üçüncü kişi davacının, alacaklının haklarına halef olamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, alacağın temliki ve alacaklının haklarına halefiyete ilişkin yasal koşulların somut olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişi tarafından icra takip dosyasına yapılan ödemenin takip borçlusundan tahsili istemine ilişkindir.
Antalya 7. İcra Müdürlüğü’nün 2003/9198 ve Mustafakemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün 2003/474 Tal. Sayılı dosyaların incelenmesi sonucunda; üçüncü kişi davacı tarafından, düşen taşınmaz ihalesi öncesinde icra dosyasına dosya borcu olarak 21.200 TL yatırıldığı ve bu paranın alacaklıya ödendiği sabittir. Davacı, icra takip dosyasında üç borçlu olması nedeniyle davalıların murisi S. D..’ın payına düşen (1/3) 7.000 TL’nin tahsilini talep etmektedir. Her ne kadar mahkemece alacağın temliki ve halefiyete ilişkin yasal koşulların somut olayda gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, kesinleşen takip borçlusunun borcunun üçüncü kişi tarafından icra dosyasına ödenmesi nedeniyle borçtan kurtulan davalıların sebepsiz olarak zenginleştiği açıktır. Nitekim kesinleşen icra takibine konu borcun bulunmadığına yönelik davalıların bir savunması olmadığı gibi, bu konuda açılmış bir menfi tespit davası da mevcut değildir. O halde mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken olayın ve delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 17.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.