Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/34324 E. 2014/39653 K. 12.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/34324
KARAR NO : 2014/39653
KARAR TARİHİ : 12.12.2014

ESAS NO : 2014/34324
KARAR NO : 2014/39653

O.. E.. vekili avukat R.I. ile A.. B.. vekili avukat P. A. aralarındaki dava hakkında Ankara 27. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 23.1.2014 tarih ve 263-21 sayılı hükmün Dairenin 23.5.2014 tarih ve 14448-15957 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.

KARAR

Davacı, Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu ve buna bağlı yönetmelik ile belediye meclisi kararına dayanarak evini kendisine konut verilmesi karşılığında davalı belediyeye devrettiğini 5706 numaralı kıymet takdir komisyonu raporunda bina, müştemilat ve ağaç bedelinin 16.373,35 TL olarak belirlendiğini, davalının bu bedelin tamamını ödemesi gerekirken sadece enkaz bedeli ödediğini ileri sürerek fazlası saklı kalmak üzere 14135 TL’nin tahsilini istemiştir.
Davalı, Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu ve yönetmelik ile belediye meclis kararı uyarınca davalının ancak enkaz bedelini isteyebileceğini idari yargının görevli olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile toplam 14135 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş, dairemizce onanmış, davalı bu defa karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
1-Dava, davacı ile davalı belediye arasında Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde imzalanan sözleşme uyarınca, arsa üzerinde bulunan gecekonduya, müştemilat ve ağaç bedellerinin tamamına takdir edilen bedelin eksik ödendiği iddiasıyla açılmıştır. Eldeki davada öncelikle çözülmesi gereken sorun, davanın görüm ve çözüm yerinin İdari Yargı Mahkemelerine mi, yoksa Adli Yargı Mahkemelerine mi ait olduğu hususudur. Bu itibarla idari işlem ve idari eylemin kapsamının ne olduğunun açıklığa kavuşturulması zorunludur.
İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi, bakım ve onarımı Sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.
Anayasanın 125’inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2’nci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Uygulama ve öğreti’de, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemler, “idari işlem”; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizlikleri de, “idari eylem” olarak tanımlanmaktadır.
Bu tanıma göre, idarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları, kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri, 2981 sayılı Yasa uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici ıslah imar planları ve bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat, tahliye, arsa payı tahsisi gibi bireysel işlemlerin, “idari işlem”; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizliklerinin de, idari eylem niteliği taşıdığı açıktır.
Bu durumda, idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesinin uygulanması sırasında idarece kamu gücüne dayanılarak, re’sen ve tek yanlı şekilde tesis edilen arsa payı tahsis işlemi nedeniyle açılan davanın, imar hukuku ilkeleri ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.
Dava konusu taşınmazın söz konusu proje kapsamında kaldığı ve dava konusu uyuşmazlığın, davacının yapısına karşılık kıymet takdir komisyonu raporu ile saptanan bedelin eksik takdir edildiği ve takdir edilen bedelin de tamamının ödenmemesi nedeniyle bakiye kalan miktardan kaynaklandığı dikkate alındığında; davanın, 2577 sayılı Kanun’un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir. Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün 2.6.2014 gün ve 2014/279-626 sayılı karar ile, 14.7.2014 gün ve 2014/712-768 sayılı kararları da açılacak bu tür davalarda İdari Yargının görevli olduğu belirtilmiş bulunmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece idari yargı yerinin görevli olduğu gözetilerek yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. Mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu kez yapılan incelemeden anlaşılmakla davalının bu yöne ilişkin karar düzeltme itirazının kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalının değinilen yöne ilişkin karar düzeltme talebinin kabulü ile dairemizin 23.5.2014 gün ve 2014/14448-15957 sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme hükmünün gösterilen nedenle BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 294,40 TL harcın istek halinde iadesine, 12.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.