Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/3394 E. 2014/15318 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3394
KARAR NO : 2014/15318
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 16/07/2013
NUMARASI : 2012/91-2013/826

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalının Ü. ilçesi Ç. Mahallesi .. ada .. parsel üzerinde inşa ettiği S. Y. P. Evleri isimli projeden bağımsız bölüm satın aldığını, site içerisinde duvar ile çevrili olan sosyal tesislerin mülkiyetinin kat maliklerine ait olacağının taahhüt edilmesine ve bu şekilde pazarlanmasına rağmen Belediyeye ait alan üzerine inşa edildiğini, bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 20.000.00 TL’nin ticari faizi ile tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 15.640.00 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda siteye ait mülkiyet alanı içinde yapılması taahhüt edilen ancak Belediyeye ait alan üzerine inşa edilen sosyal tesisler nedeniyle davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi istemine ilişkindir. Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (13.HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1997/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda, bu hususlar gözetilmeksizin, bilirkişiler oluşan değer azalmasını taşınmazın sözleşmedeki satış değeri olan 78.199.00 TL’den ayıptan dolayı taşınmaz için ödenmesi gereken değer olan 62.559.00 TL’sı çıkartarak sonuçta 15.640.00 TL olarak hesaplamışlar ve mahkemece, bilirkişilerin yaptığı bu yanlış hesaplamaya itibar edilerek karar verilmiştir. Bilirkişiler nispi metoda göre hesaplama yaptıklarını açıklamışlarsa da Dairemizin benimsediği nispi metoda uygun bir hesaplama yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında bilirkişiden ek rapor alınıp Dairemizce uygulanan nispi metoda göre hesaplanan değer azalmasının belirlenerek hasıl olacak sonuca göre uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün, temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.