Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/33550 E. 2014/32210 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/33550
KARAR NO : 2014/32210
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

MAHKEMESİ : Eşme Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/09/2013
NUMARASI : 2012/413-2013/182

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalıya verdiği borç karşılığı açığa imzalı senet aldığını, senedin vadesine rağmen ödenmediğini daha sonra hakkında yürütülen bir soruşturma sırasında senede de el konulduğunu, bu nedenle senet tutarı 80.000 TL nin tahsili amacı ile genel haciz yolu ile takip başlattığını, itirazın üzerine takibin durduğunu ileri sürerek takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilin karar verilmesini istemiştir.
Davalı, senet tutarı borcunu ödediğini ancak senedin ceza soruşturması sırasında el konulması nedeni ile kendisine iade edilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalı yanca senet altındaki imzanın inkar edilmediği, borcun ödendiği savunması eş değer kesin delil ile ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1. Davacı açığa imzalı senet karşılığı olan alacağının tahsili istemi ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı, borcu ödediğini ancak el konulması nedeni ile senedi geri alamadığını savunarak davanın reddini dilemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisinde mevcut davacı hakkında tefecilik faliyeti hakkında düzenlenen vergi denetimi raporunda dava konusu senet bu kapsamda incelenmiş , Davacı hakkında senedin el konulması kararının veridiği soruşturma dosyası da davacı hakkında tefecilik suçuna ilişkin olarak yürütülmüş ve İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinde 2008/391 E sayılı dosya üzerinden kovuşturma aşamasına geçilmiştir. Tefecilik suçundan açılan ceza davasının halen derdest olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hukuk hâkimi Türk Borçlar Kanunu’ nun 74. maddesi uyarınca ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile bağlı değildir. Ancak mahkumiyet ve tesbit edilen maddi olgularla bağlıdır. Mahkemece, ceza davalarında resen araştırma ilkesi gereğince taraflar ileri sürmese de tüm deliller toplanarak hüküm kurulacağı da gözönünde bulundurularak, ceza davasında verilecek kararın kesinleşmesi beklenerek, ceza dosyası kapsamı ile bu dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirilerek sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2. Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentde açıklanan nedenle sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.