Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/324 E. 2014/14668 K. 06.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/324
KARAR NO : 2014/14668
KARAR TARİHİ : 06.05.2014

MAHKEMESİ : İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/09/2013
NUMARASI : 2012/322-2013/410

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı emlak komisyoncu olduğunu, 25.04.2011 tarihinde davalı ile Yer Gösterme Taahütnamesi imzaladığını, sözleşmede yazılı bağımsız bölümleri davalıya gösterdiğini, davalının gösterdiği taşınmazı bilgi vermeden mal sahibinden satın alarak adına tapuda tescil ettirdiğini, tellallık ücretini talep etmesine rağmen ödemediğini hak ettiği ücretin tahsili için yapılan icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, imzaladığı taahhütnamenin birinci sırasındaki yerin kendisine gösterildiğini, diğer taşınmazların kendisine gösterilmediği halde sözleşmeye sonradan eklendiğini, aldığı taşınmazı komşuları aracılığıyla kendisinin bulduğunu, davacının verdiği bir hizmetin olmadığını ve taşınmaz sahibinin davacıya yetki vermediğini savunarak haksız davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, taşınmaz malikinin davacıya satış yetkisi vermediği, satışın doğrudan davalıya yapıldığı, davacının hiçbir emek ve katkısının olmadığı ve sadece sözleşmenin imzalanmasının ücrete hak kazandırmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, elde ki dava ile taraflar arasında imzalanan yer gösterme taahhütnamesi gereğince hak kazandığı hizmet bedeli için yapılan takibe itirazın iptalini talep etmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşme gayrimenkul tellallık sözleşmesi olup bu sözleşmenin taşınmaz sahibi veya alıcı ile yapılması mümkündür. Gayrimenkul tellallık sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı yapılması yeterlidir. Tellallık sözleşmesinin resmi şekilde veya satıcı ile yapılması şart değildir. Taraflar arasında imzalanan sözleşme geçerli olup taraflar açısından bağlayıcı niteliktedir. Mahkemece, davanın ihbar edildiği M.. B..’in beyanlarına itibar edilerek taşınmaz malikinin davacıya satış yetkisi vermediği, satışın doğrudan davalıya yapıldığı, davacının hiçbir emek ve katkısının olmadığı ve sadece sözleşmenin imzalanmasının ücrete hak kazandırmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de sözleşmenin 1.maddesinde “..davacı tarafından gösterilen veya sözle tarif edilerek beyan edilen taşınmazlardan herhangi birini satın aldığım takdirde düzenlenen tarife gereği ödemem gereken komisyon ücretine ödeyeceğimi, … Gerçek satış bedelinin %3’ü tutarında komisyon ödeyeceğimi kabul taahhüt ve beyan ederim.” yazılı olup önerilen emlak bölümünün 3 numaralı bendinde dava konusu taşınmazın davalıya gösterildiği ve davacının sözleşmeyle yüklendiği edimleri yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Az yukarıda açıklandığı üzere geçerli olan bu sözleşme taraflar açısından açısından bağlayıcıdır. Hal böyle olunca; mahkemece, sözleşmenin geçerli ve davalı açısından bağlayıcı olduğu gözetilerek davacının talep edebileceği ücret hesaplanıp davanın hesaplanan bu miktar üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.