Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/32099 E. 2015/26391 K. 07.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/32099
KARAR NO : 2015/26391
KARAR TARİHİ : 07.09.2015

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde temlik alan davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalı F..Oto Tic. ve San. Aş’den 28.12.2010 tarihinde Fiat Punto marka aracı satın aldığını, bir hafta içinde Start&Stopla başlayan arızanın farklı boyutlara ulaştığını, servise başvurduğunda servis yetkililerinin aracı test edip resetlediklerini, aracı teslim aldıktan 20 km sonra aracın tekrar arızalandığını, servise döndüğünde bu kez de aracın sensör arızası sebebiyle aracı tekrar resetleyerek kendisine teslim ettiklerini, ertesi gün eve dönerken 60-70 km hızla seyir halindeyken aracın aniden stop edip tüm sistemin kilitlendiğini, aracın bariyerlere çarpıp maddi hasar meydana geldiğini, İstanbul Tüketici Hakem Heyeti’ne yaptığı başvuru sonucu alınan bilirkişi raporunda da aracın ayıplı olduğunun belirlendiğini, ayıplı aracı bu haliyle kullanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, ayıplı aracın bedelinin iadesine, olmadığı takdirde misli ile değişimine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı F..Oto Tic. ve San. Aş’den satın aldığı davaya konu aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, ayıplı aracın bedelinin iadesi, olmadığı takdirde misli ile değişimi istemi ile eldeki davayı açmış, davalılar davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen kök rapordan sonra düzenlenen 3 ayrı ek raporla kök rapor arasında çelişki görülmekte ise de, davalı tarafından ibraz edilen kullanım kılavuzu ve teknik özellikleri belirtilen belgelerin bilirkişi heyetince incelenerek oluşan kanaatlerinin malın ayıplı olarak nitelendirilemeyeceği noktasında pekiştiği, 4077 SY’nın 4/1 maddesinin teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelikleri sağlayan tanımların kullanma kılavuzunda belirtildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükme esas alınan ve keşif sonucu düzenlenen bilirkişi heyetinin 18.10.2011 tarihli kök raporunda; incelenen ve yol testi yapılan davaya konu aracın kullanım hatasından kaynaklanmayan, imalat hatasına dayalı, çok kısa kullanım mesafesinde ortaya çıkan, satın alma esnasında makul ve yeterli süre incelemeyle anlaşılamayacak olan, seyir güvenliğini olumsuz etkileyecek tarzda çalışması nedeni ile gizli ayıplı mal niteliğinde olduğu belirtilmesine rağmen, 1. ek raporda; yapılan yol testinin hill holder sistemi bulunmadığı kabul edilerek gerçekleştirildiği, kök raporun bu tespitler çerçevesinde düzenlendiği belirtilmekle beraber, kullanım kılavuzunun 119. sayfasındaki açıklamanın yetersiz olduğu, mekanizmanın işlevini ve kullanım tarzını kullanıcıya açıklama yönünden gereken netlikte olmadığı vurgulanmış, 2. ek raporda; raporlar arası farklılığın aracın yokuşta durmasından sonra tekrar harekete geçirilme yöntemiyle ilgili olarak kullanım kılavuzunun 119. sayfasındaki açıklamanın yetersiz ve mekanizmanın işlevini ve kullanım tarzını kullanıcıya açıklama yönünden gereken netlikte olmamasından kaynaklandığı açıklanarak, pert durumundaki aracın keşif günü hazır edilemediği, bu nedenle aracın davalılara iadesinin mümkün olup olmadığı ve pert değeri konusunda mütalaada bulunmalarının mümkün olmadığı belirtilmiş, 3. ek raporda ise; 1. ek rapora atıf yapılarak davaya konu aracın ayıpsız olarak değerlendirilmesi yönündeki görüşleri göz önünde bulundurulduğunda pert halindeki aracın davalılara iadesinin uygun olmadığı yönünde görüş bildirmişlerdir. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen kök rapor ve ek raporların; davaya konu aracın ayıplı olup olmadığı, kullanım kılavuzunun 119. sayfasındaki açıklamaların tarafların sorumluluğuna ne şekilde etki edeceği konularında karar vermeye yeterli tespitler içermediği, eksik ve yetersiz raporun bu haliyle hükme dayanak alınamayacağı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin otomotiv anabilim dalında uzman bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetinden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekir. Mahkemece, değinilen bu yönler göz ardı edilip, eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.