Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/31741 E. 2014/40215 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/31741
KARAR NO : 2014/40215
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 01/03/2013
NUMARASI : 2009/1145-2013/153

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı H. avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı A. İnşaat şirketinin gerçekleştirdiği konut projesinden bir bağımsız bölüm satın aldığını, diğer davalı bankadan da bu nedenle 125.000 TL konut kredisi kullandığını, davalı şirketin inşaatın yapımını durdurduğunu, bu nedenle satın aldığı bağımsız bölüme yapılacak masraflar için şimdilik 50.000 TL, ortak mahaller için şimdilik 8.000,00 TL, bir de sözleşmesel tazminat olarak şimdilik 2.000,00 TL nin dava tar. it. Işl. Mevduat faizi ile davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı banka, kredinin bağlı kredi olmadığı ve keşfin usulüne uygun yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dosyadaki belgeler ve sözleşmeler birlikte değerlendirildiğinde davacı tüketicinin kullanmış olduğu kredinin bağlı kredi olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile, bilirkişi raporu ile belirlenmiş olan eksik işler bedeli olan 37.170,00 TL ve 6.975,00 TL ortak giderlere ilişkin bedelin ve 24.000,00 olarak hesaplanan tazminat bedelinden davalı banka kullandırdığı kredi miktarı oranında sorumlu olmak üzere davalılardan müşterek müteselsil tahsili ile davacıya ödenmesine, eksik işler ve ortak giderlere ilişkin fazla taleplerin reddine, tazminata ilişkin olarak hükmedilen 24.000,00 TL’den 2.000,00 TL’ye ilk dava tarihi 31/12/2009, bakiye 22.000,00 TL’ye ıslah tarihi olan 13/11/2012 tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı banka tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı müteahhit şirketten aldığı bağımsız bölümün tamamlanmaması nedeniyle gereken imalat bedeli ve sözleşmesel tazminatın tahsilini istemiş, davalı banka ise kredinin bağlı kredi olmadığı ve sorumluluğunun olmadığını savunmuştur. Mahkemece kredinin bağlı kredi olduğundan bahisle davanın her iki davalı yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir. 4077 Sayılı Yasanın 10/5 maddesi uyarınca, kredi veren kuruluşun verdiği kredinin bağlı kredi sayılabilmesi için, kredi verenin tüketici kredisini belirli marka, bir mal veya hizmet satın alması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi gerekir. Bu koşulları taşımayan tüketici kredisinin bağlı kredi olarak kabulü olanaksızdır. Davacının konut satın almada kullanmak üzere davalı bankadan kredi kullandığı sabittir. Davacı ile davalı arasında yapılan kredi sözleşmesinde satın alınacak malın herhangi bir özelliği belirtilmediği gibi, satıcı ismi de belirtilmemiştir. Konut satış sözleşmesi ve broşürlerde de davalı bankanın adı hiç geçmemiştir. Öyle olunca bankanın davacıya kullandırdığı kredinin bağlı kredi niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, değinilen bu yönler gözetilerek davalı banka hakkmdaki davanın husumet yönünden reddi gerekirken aksine düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı banka yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.