Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/31522 E. 2015/28137 K. 01.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/31522
KARAR NO : 2015/28137
KARAR TARİHİ : 01.10.2015

MAHKEMESİ : Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2014
NUMARASI : 2013/315-2014/221

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-M.. K.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, maliki olduğu 8 nolu parseldeki hissesini davalı Mustafa’ya haricen 45.000 TL.na sattığını, 33.000 TL.nın peşin ödendiğini ve tapu devrine kadar teminat olarak boş senet imzalayıp verdiğini, hisse devrinin imkansızlığı nedeni ile tapu devrini veremediğini, davalının da aleyhine senedi 200.000 TL olarak doldurarak icra takibi yaptığını, bu aşamada 24.5.2013 tarihli anlaşma ile toplam 57.000 TL. ödeme şartıyla davalının takipten vazgeçeceğini bildirdiğini, bu bedeli ödediği halde takip konusu alacağını diğer davalıya temlik ettiğini ileri sürerek; takipten dolayı borçlu olmadığının tesbiti ile % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davacıya ait 8 nolu parselden dava dışı R.. da dahil olmak üzere hisse satın aldıklarını, ve bedelini peşin ödediklerini, tapu devrinin imkansız olduğunun anlaşılması üzerine senet aldıklarını ve ödenen bedellerin iade edilmemesi üzerine icra takibi yapıldığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının borçlu olmadığının tesbitine ve takibin iptaline karar verilmiş, hüküm; davalı M.. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı M..’ya haricen sattığı taşınmazın hisse devrinin imkansız olması nedeni ile ödediği bedelin iadesine ilişkin 24.5.2013 tarihli belgeyi imzaladığını, ancak davalının öncesinde tapu devrinin temini maksadıyla verilen boş senedi 200.000 TL. olarak doldurarak aleyhine haksız icra takibi yaptığını ileri sürerek, borçlu olmadığının tesbiti isteği ile eldeki davayı açmıştır. Davalılar ödedikleri satış bedeline karşılık olarak aldıkları senedi icraya koyduklarını savunmuşlardır. Mahkemece, takibe konu senedin davalılar tarafından anlaşmaya aykırı doldurulduğunun sabit olduğu gerekçesi ile, davacının borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiştir.
Davalı Mustafa tarafından davacı aleyhine 200.000 TL. bedelli senedin tahsili amacıyla kambiyo takibi yapıldığı, davalılar hakkında güveni kötüye kullanmaktan Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Davalı M..’nın imzasını taşıyan 24.5.2013 tarihli belgede; icra takibine konu alacaktan düşülmek üzere borçlu Ş..’dan 24.5.2013 tarihinde 41.000 TL. alındığı, 8.7.2013 tarihinde borçlu Şaban 16.000 TL. daha ödediğinde söz konusu icra dosyasındaki alacağının kalan kısmından vazgeçeceği, ancak 8.7.2013 tarihinde 16.000 TL. ödemezse, icra dosyasındaki alacağın geçerli olup, icra takibine devam edileceğinin yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı da bu belgeye göre davalıya ödeme yaptığını açıkladığına göre, mahkemece, tarafların Cumhuriyet Savcılığı huzurunda verdikleri ifade içerikleri ve anılan belge kapsamı değerledirilerek, davacı ile davalılar arasında satış bedelinin ne miktar üzerinden geri ödeneceğinin kararlaştırıldığının araştırılması, bu miktar üzerinden yapılan takibin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle temyiz edilen kararın temyiz eden davalı yararına bozulmasına, 2. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, 01/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.