Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/3139 E. 2014/29350 K. 29.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3139
KARAR NO : 2014/29350
KARAR TARİHİ : 29.09.2014

MAHKEMESİ : Bucak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 08/10/2013
NUMARASI : 2012/322-2013/534

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılardan O.. marka 2010 m..binek aracı satın aldığını, satış tarihi itibarı ile aracın değerinin 53.000,00 TL olduğunu, aracı iki yıl kullandıktan sonra satmak istediğini iki defa pazarlık yaptığı halde her ikisindede pazarlık yaptığı kişilerin aracı götürdüğünü ancak bir süre sonra aracı geri getirerek aracın darbeli olduğunu bundan dolayı almayacaklarını belirtiklerini bu nedenle aracını satamadığını bunun üzerine aracı servise götürdüğünü, serviste aracın boyasının orijinal olmadığını, şoför kapısının orijinal diğer yerlerdeki boyaların olması gerekenden kalın yada ince olduğunu öğrendiğini, hatanın fabrika çıkışlı bir hata olduğunun belirtildiğini ileri sürerek ayıplı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini veya sözleşmeden dönerek satım bedeli olan 530.00 TL nin satım tarihinden itibaren hesaplanacak mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece,dava konusu araçtaki ayıbın, aracın kullanımına engel olmadığı, görünümü bozmadığı, araç bedeli (53.000,00 TL) ile ayıp nedeniyle doğan değer kaybı (3.000,00 TL) arasında çok fark olduğu nazara alındığında, davacının araç misli ile değiştirilmek veya bedelinin iadesine ilişkin talepleri hakkaniyet gereği yerinde görülmemiş, çoğun içinde azda vardır kuralı gereği davacının talebinin bedel indirimini de kapsadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile 3,000.00 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş;hüküm,davacı ve davalı banka tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı Yapı Kredi Bankasınıntemyiz itirazlarının İncelenmesinde; 4077 Sayılı Yasanın 10/5 maddesi uyarınca, kredi veren kuruluşun verdiği kredinin bağlı kredi sayılabilmesi için, kredi verenin tüketici kredisini belirli marka, bir mal veya hizmet satın alması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi gerekir. Bu koşullan taşımayan tüketici kredisinin bağlı kredi olarak kabulü olanaksızdır. Davacının araç satın almada kullanmak üzere davalı bankadan kredi kullandığı sabittir. Davacı ile davalı arasında yapılan kredi sözleşmesinde satın almacak malın herhangi bir özelliği belirtilmediği gibi, satıcı ismi de belirtilmemiştir. Öyle olunca bankanın davacıya kullandırdığı kredinin bağlı kredi niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, değinilen bu yönler gözetilerek davalı yapı Kredi Bankası hakkmdaki davanın reddi gerekirken aksine düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: 1 nolu bentte yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bent gereğince temyiz olunan hükmün davalı Yapı Kredi Bankası yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 29.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.