Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/3099 E. 2014/3286 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3099
KARAR NO : 2014/3286
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ : Kırşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/05/2013
NUMARASI : 2012/455-2013/247

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalılar ile farklı tarihlerde murisleri E..H..’dan kendilerine intikal eden gayrimenkuller üzerindeki miras ve hak paylarının devrini konu alan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi akdettiğini, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen davalıların satış vadini yerine getirmediklerini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL’nin davalılardan tazminine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar;yetkili mahkemenin kendilerinin adresinin Ankara olması nedeni ile Ankara mahkemeleri olduğunu belirterek yetkisizlik kararı verilmesini dilemişlerdir.
Mahkemece, davaya bakmakla Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu anlaşılmakla mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde istek halinde dosyanın yetkili Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
HMK.nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu, belirtilmiştir ki, bunlar da özel yetkiye ilişkin düzenlemelerdir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava konusu olayda davacı, davalılarla taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzaladığını, ancak davalılar tarafından taşınmazlarının devrinin yapılmadığını ileri sürerek uğradığı zararın tazmini istemiyle eldeki davayı açmıştır. Türk Borçlar Kanunu’nun 89.maddesinin 1.fıkrasına göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip başlatıp dava açabilir. Dava konusu olayda da alacaklı davacı para alacağının ödetilmesi için ikametgahı olan Kırşehir Asliye Hukuk Mahkemesinde alacak davası açmıştır. Bu nedenle mahkemece yapılan yetki itirazının reddiyle işin esasının incelenmesi gerekirken, aksine düşüncelerle davalının ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, 10.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.