Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/30945 E. 2014/34590 K. 06.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/30945
KARAR NO : 2014/34590
KARAR TARİHİ : 06.11.2014

MAHKEMESİ : Konya 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 21/02/2014
NUMARASI : 2013/1284-2014/207

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, davalı ile imzalanan sözleşme ile davalıdan devre mülk satın aldığını ve bedelini ödediğini, ancak devre mülk sözleşmesine konu dairenin davalı tarafından inşaa edilmediğini ve bu nedenle tatil imkanından da yararlanamadığını ileri sürerek ödediği bedel ve diğer maddi zararları karşılığı 18,250 TL maddi, 5,000 TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, devre mülk sözleşmesine konu dairenin dönem irtifak tapusunun davacıya devredildiği, sözleşmenin feshedilmesi halinde tapununda iptalinin gerekeceği, bu durumun taşınmazın aynına ilişkin bulunduğu, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, dosyanın Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla Manyas Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ile davalı şirket arasından 13.01.2013 ve 15.01.2013 tarihli iki adet devre mülk sözleşmesinin imzalandığı, 13.01.2013 tarihli sözleşmenin konusunu teşkil eden daireye ilişkin dönem irtifak tapusunun davacıya devredildiği husunda taraflar arasında ihtilaf olmayıp bu husus mahkemeninde kabulündedir. Mahkemece, sözleşmenin iptal edilmesi halinde tapununda iptalinin gerekeceği, taşınmazın aynına ilişkin değişiklik içerecek davanın taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekeceği kabul edilerek yetkisizlik kararı verilmiştir. Hemen belirtmek gerekirki, davacının eldeki davadaki talebi sadece sözleşmenin feshi ile uğradığını iddia ettiği maddi ve manevi zararlarının tahsiline ilişin olup, tapu iptal ve tescil gibi taşınmazın aynına ilişkin bir talebi bulunmamaktadır. Öte yandan yargılama esnasında da taşınmazın aynına ilişkin araştırmayı ve tartışmayı gerektiricek bir hususta yoktur. Bu itibarla, eldeki davanın taşınmazın aynına ilişkin dava gibi değerlendirilmesi mümkün değildir. Hal böyle oluncada mahkemece görevli ve yetkili mahkemede açılan eldeki davanın esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yanlış şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 11.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.